Yazılar

Teknolojinin Çocuğu

 

Bir gün bir akrabama misafirliğe gittim. Evde 3-4 yaşlarında bir küçük akrabamız, elinde de kendisinden büyük bir tablet vardı. O kadar heyecanlı kullanıyor ki tableti o an ben de oynamak istemiştim. Ne olabilirdi ki yani bu kadar sürükleyen onu. Biz evde ailesiyle sohbet ederken çocuk ortadan kayboldu, e tabi tablet de onunla birlikte kayboldu. Aradan ne kadar vakit geçmişti tam hatırlamıyorum ama bir süre ses çıkmadı çocuktan. Sonra salonda koltukların arkasından bir kafa çıktı. Dedi ki ‘’şarjım bitti’’. Şarjı bitmeseydi eminim orada 3 gün yaşayabilirdi. Yani yemin edebilirim ama kanıtlayamam, tam böyle nitelendirebileceğim bir anı. E ne yapalım çocuk, senin şarjın bitmesin, tablet bu bitecek tabiki!

İnsanlar doğdukları günden itibaren yeni bir şeyler öğrenmeye ve alışkanlık edinmeye başlarlar. Alışkanlık denilince akla hep kötü davranışlar gelir. Fakat bir insanın sabah kalktığında kahvaltı yapması bile bir alışkanlıktır. Alışkanlıklar doğuştan ya da genetik gelmiyorlar, onları bize zamanla öğretiyorlar ya da biz dolaylı şekilde zamanla öğreniyoruz. Önce bize bir alışkanlık kazandırıyorlar. Sonra da alışkanlıklar bizi yönetmeye başlıyor. Çocuklara yemek yedirirken aman yemeğini güzel güzel yesin düşüncesiyle çocuğun önüne koyulan telefonlar, tabletler bir süre sonra çocuğun bir alışkanlığı oluyor ve çocuğu bu dünyadan çekip alıyor adeta. Bırakın az yesinler, yemek istemedikleri yiyecekleri de yemesinler. Zaten sanal dünyaya dalıp ne yediklerini de anlamıyor ki çocuklar. Yemek yerken başlayan bu teknoloji ile tanışma serüveni, zamanla çocuğun gün içerisinde de yaptığı aktiviteler yerine rolü devralacak. “Bizim çocuk çok hiperaktif de o yüzden de arada vermek zorunda kalıyorum tableti eline.” cümlesine başvuran birey sayısı ülkemizde o kadar çok ki…  Bırakın çocuk enerjisini salondaki koltukları trambolin olarak kullanarak atsın. Bırakın üstü başı çamur olsun. Toprağı ellesin, salyangozları taşısın. Onun yaratıcılığını kendi kendine geliştirmesine izin vermezseniz, kendi kendisine de oyalanabileceğini ona katmazsanız; büyüyüp bir birey olduğunda bir resim çizemeyip özgün bir kompozisyon bile yazamayacak bir insan haline gelecektir. Muhteşem bir hayal gücü ile doğan ve büyüyecek olan bu çocukları neden teknoloji ile bir kalıba tıkılıp kalmasına sebep oluyoruz?

Evde Olmak Zorunda Kalan Çocukları Teknoloji Oyalıyor

Ülkemizde sosyal yaşam alanlarının yetersizliği nedeniyle, ailelerin çocukları evde tutabilmesinin güç olduğu yönünde eleştiriler var. Çocuklar, bu sebepten teknoloji ile çok erken yaşta tanışıyorlarmış. Koca bir “MIŞ.” Bu sorumluluk tamamen ailenin elinde. Çocukları erken yaşta teknoloji ile tanıştırıp, sonra çocuk büyüdüğünde teknoloji ile arasına mesafe koymasını istiyoruz. Çocuk ne olduğunu anlayamıyor, afallıyor. Burada en büyük görev ailenin. Çocuklar, hep çevresindeki, kendisinden büyük insanları rol model alırlar. Siz farkında olmasanız da hep sizi gözlemlerler, bir kulakları hep sizdedir. Çocuklar yanınızdayken önce siz teknoloji ile aranıza mesafe koymaya çalışın. Çünkü kendiniz çocuğun karşısında bir eylemi gerçekleştirirseniz olumlu veya olumsuz onlar sizi örnek alacaktır. Kendiniz saatlerce telefonla oynayıp, çocuğa oynama derseniz bunun hiçbir faydası olmayacaktır.

Çocuklar Ne Zaman Teknoloji ile Tanıştırılmalı?

Çocuğun ne zaman teknoloji ile tanışacağına toplumumuzda çocuğun ailesi karar veriyor. Fakat çocuğun bilişsel, dil, sosyal gelişimi ve motor becerilerini kazanabilmesi açısından, 5 yaşından önce telefon ve tablet kullanması çocuğu doğrudan olumsuz etkileyecek faktörlerdendir. Önce kazanması gereken becerileri kazanmasını beklemeliyiz. Güzel güzel resimler yapmak, boyama kitaplarının sayfalarını boyamak varken neden çocuk bir ekrana dokunarak, bir rengi seçip belirli kalıpları sanal dünyada renklendirsin ki.

Nelere dikkat edilmeli?

Çocuklar teknolojiye merhaba dedikleri andan itibaren bazı sorumluluklar sizi bekliyor:

Çocuğunuzla telefon, tablet, internet, bilgisayar oyunları ve televizyonda geçireceği süreyi kısıtlamak için anlaşmalar yapın. Çocuğunuzla birlikte gün ve saatler belirleyin.

Çocuklar yanınızda olmak şartıyla ve belirli bir süre koyarak izlemesine izin verin.

İzleteceğiniz videoyu, oynatacağınız oyunu önceden siz inceleyin. Yaşına aykırı olan bir durum söz konusu mu inceleyin. Aykırı bir durum var ise o içeriği çocuk ile paylaşmayın.

İnternetin doğru kullanılabilmesi açısından çevrenizdekileri de uyarmalısınız. Bu şekilde çocuğunuzun yanında olmadığınız zamanlarda da kontrol edilebilmesini sağlayın.

Boş zamanlarını daha verimli değerlendirmek için birlikte eğlenebileceğiniz ve çocuğunuzun ilginizi çekecek etkinliklere yöneltin.

Güvenli internet hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.

Unutmayın. Hiçbir teknoloji insan beyni kadar akıllı değildir.

Özge Ertek

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu