EdebiyatYazılar

Kaşgarlı Mahmut ve Türkçe

 

Her camianın, her bölümün, her bilimin aklınıza gelebilecek her şeyin bir ilki, bir atası vardır. Bu ilkler bugün elimizde tuttuğumuz her ne varsa onların temel yapı taşlarını oluştururlar. Türk edebiyatında da belki sadece Türkçenin ilk ansiklopedik sözlüğü olan Divanu Lugâti’t-Türk ilk ansiklopedik sözlüğü olarak bildiğimiz bir isim var: Kâşgârlı Mahmud. Kâşgârlı Mahmud ya da Mahmud el-Kâşgârî olarak da bilinen ilk ansiklopedik sözlük yazarımız hakkında çok az bilgi bulunur.  Bu bilgiler de yazmış olduğu eserinden temin edilen bilgilerdir. Kendisinin 11. yüzyılda yaşadığı doğumunun da 1008 yılında olduğu kabul edilir. Aslında Barsgan adlı yerde doğmuş daha sonra eğitim amaçlı Kâşgâr’a gittiği anlaşılmıştır. Eserini yazma adına tüm Türk ülke ve şehirlerini gezmiş Bağdat’a kadar gelmiştir. Çok donanımlı ve ilim sahibi bir insandır. Bunu Türkçenin yanı sıra Arapça ve Farsçayı o dillerin gramer, söz varlığı ve dillerin yapısına varacak kadar iyi bilmesinden anlamaktayız. Ayrıca Uygur alfabesini çok iyi bilmesi onun Uygur metinlerine de vakıf olduğunu gösterir. Türk dilindeki lehçe ve ağız bilgisine de hakimdir. Sadece dil bilgisine değil Türk edebiyatına da hakimdir. Eserinde Alp Er Tunga adına yazılan meşhur koşuğu ilk kez görmekle birlikte Türk kültürüne ait pek çok halk şiiri ve Türk halkına ait pek çok unsuru da görmek mümkündür.

“Alp Er Toña öldi mü

issiz ajun kaldı mu

ödlek öçin aldı mu

emdi yürek yırtılur”

Kâşgârlı Mahmud eserini yazarken amacı Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin Arapça kadar zengin bir dil olduğunu ortaya koymaktı. Kâşgârlı o devirde bile dilin aslında nasıl bir kültür taşıyıcısı ve yaşatıcısı olduğunu ve aslında en az vatan kadar mühim ve korunması gereken bir unsur olduğunu anlamıştır. Bu fikir doğrultusunda yazdığı eserinin girişinde sahih olup olmadığı kesin olmayan bir hadisten yardım aldığı anlaşılmaktadır.

“…Peygamberimiz (sa) kıyamet gününün şartlarını, ahir zamanın fitnelerini, Oğuz Türklerinin çıkışını anlatırken dedi ki: Türk dilini öğreniniz çünkü onların uzun sürecek saltanatları vardır.” Bu hadis doğru ise – sorumluluğu râvilere aittir – Türk dilini öğrenmek vacipti; eğer doğru değil ise, aklın gereği budur. Kâşgârlı’nın aslında Türk’e ve Türk diline ne denli önem verdiği buradan bile anlaşılmaktadır. Bunun sonucunda Kâşgârlı için Türkçü demek yanlış sayılmaz. Ayrıca yazdığı bu eser doğrultusunda ünlü Türkolog Radloff, Kâşgârlı’yı  “Türkolojinin Babası” saymıştır. Eserin içeriği göz önüne alındığında bu görüşün karşısında durmak mümkün değildir. Eserin içinde bulunan Türk’e ve Türk kültürüne ait nice unsur onu sadece Türkçenin ilk ansiklopedik yazarı yapmaz. Bunun yanında kendisi eserinde Türk boyu ve alt boyları hakkında bilgi verdiği için bir etnolog, şehir, köy, kasaba, akarsu, göl, dağ adlarının eserinin içine aldığı ve bunların birçoğunu bir harita çizerek gösterdiği için bir coğrafyacıdır. Ayrıca eserinde yer adlarının yanında kişi adlarına da yer verdiği için bir toponomasttır. Ünlü Türkolog Ahmet Caferoğlu bu çok yönlü Türkoloğu “İlk Türk sözlükçüsü, etnoloğu, etnografyacısı, halkıyatçısı, toponomastı ve coğrafyacısı” şeklinde ifade etmiştir.

Bunları saymak birkaç dakika sürüyor belki fakat 11. yüzyılda tüm bunları yapmak için insanın tüm ömrünü bu işe adamış olması gerekmektedir. Nitekim Kâşgârlı Mahmud’da öyle yapmıştır. Ömrünün hatırı sayılır bir kısmını bu eseri yazmak için tüm Türk ülke, köy, kasaba ve boylarını dolaşarak geçirmiştir. Kalemin, kağıdın, bilginin bu kadar zor edinildiği bu cağlarda böylesi bir eseri yazmak değil sadece bu fikre sahip olmak bile büyük bir cesaret ürünüdür. Bizim de tüm bunları bilip bu cesarete ve emeğe saygımızı ve minnetimizi göstermemiz gerekmektedir. Bu sebeple Divânu Lugâti’t-Türk’e sadece ilk Türkçe ansiklopedik sözlük, yazarı Kâşgârlı Mahmud’a ise ilk Türkçe ansiklopedik sözlük yazarı demek bu emeğin hiç edilmesi olacaktır ve vicdanları sızlatmalıdır.

 

Hilal Yücebaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu