GündemYazılar

Strese Sünger Mi Çektik?

“İnsan stres için: Ne sünger! Ne teflon! İnsan kauçuk gibi olmalı.” diyor Nevzat Tarhan.

Stres; hayatımızda yaşadığımız değişikliklere bedenen ve ruhen verdiğimiz tepkilerin tümüdür. Stres belirli bir seviyede bizi motive etmede, harekete geçirmede yardımcıdır. Ama stres düzeyinin seviyesi arttığında hem zihinsel hem de fiziksel zararlara yol açmaktadır.

İnsan stresi sünger gibi içine alıp şişip patlamamalıdır. Teflon gibi kendisini yakmadan içine konulan malzemeyi yakmalı, tepkisiz ve soğukkanlı olmamalıdır. Kauçuk misali gibi insan duruma göre kopmadan esneklik gösterebilmeli, stresi içine almamalı, olumsuzluklara karşı sınırlarını esnetebilmelidir.

Stres olgusuyla birçok bilim dalı uzun yıllardır ilgilenmekte, psikoloji, sosyoloji, antropoloji, nöroloji, fizyoloji, biyokimya, endokrinoloji gibi pek çok alan stres üzerine çalışmaktadır. Stres kelimesini herkesin bilmesine rağmen, stresin ne olduğu tam olarak bilinememektedir. Çünkü stres farklı kişiler için farklı anlamlara gelmektedir. Örneğin: Bir öğrenci için stres sınavın olması, bir şoför için stres trafiğin yoğun olması, bir iş adamı için stres yeni bir ihaleye katılması vb. kişiden kişiye farklı durumları içermektedir.

Öncelikle hepimiz stresliyiz ve hayatın tüm alanında stresle karşılaşırız. Dünyada tek başımıza bu stresi yaşamıyoruz. Sıfır stres insan doğasına aykırıdır, çünkü ölçülü düzeyde stres motivasyon için destekleyici bir faktördür. Son dönem COVİD-19 salgınıyla değişen günlük yaşantımızda, tedirginlikler stres faktörlerini oluşturmaktadır. Kendi sağlığımızdan ve sevdiklerimizin sağlığından endişe duymak, gergin ve bunalmış hissetmek gibi olumsuz durumlarla iç içe olduğumuz bir dönemdir. Bu olumsuz duygulardan ve felaket yorumlarımızdan kaçınmak için; sosyal medya gibi bilgi akışını doğru ve güvenilir kaynaklardan takip etmemiz gerekmektedir. Aksi takdirde medya unsurlarında; okuduğumuz, izlediğimiz, duyduğumuz her olumsuz durum doğru veya yanlış bizi strese sokmaktadır.

Hayatın tadı tuzu olan stresi nasıl yönetebiliriz? Nasıl başa çıkabiliriz?

Stres; genç, yaşlı, kadın, erkek hemen hemen her bireyin sorunudur. Birey kendi stres yönetimini kendi ele almalıdır. İnsan stres içinde olduğunun farkında olmalıdır ve kaynağını ele alıp düşünmelidir. Zihinsel esneklik dediğimiz; farklı durumları farklı şekilde değerlendirmeli, yeni ve alışılmadık durumlarla başa çıkma yetisini harekete geçirmelidir.

Egzersiz yapmak, spor yapmak, tempolu yürüyüş yapmak, meditasyon yapmak stresi azaltmakta yardımcı olacaktır. En önemli husus inançlarımızdır. Manevi inancımız, iç huzurumuz, stresi dizginleyen en önemli faktördür.

Hayır diyebilmek; kurduğumuz insan ilişkilerinde bazen hayır demekte zorlanırız, karşı tarafın kırılacağından üzüleceğinde endişe duyarak, istemediğimiz bir durum karşısında strese girmiş oluruz. Bu yüzden kendimize kontrol odağı kurup daha fazla taviz vermemek ve strese girmemek adına hayır diyebilmeyi öğrenmeliyiz.

İçe kapanık olmak; herhangi bir durum karşısında kendimizi kapatıp, sorunları kendi içimizde çözmeye çalışmak strese yol açmaktadır. Çünkü kendi içimizde kurduğumuz senaryolar, felaket yorumları stres düzeyini arttırır. Bu yüzden sosyal hayatımız ve kurduğumuz yakın ilişkiler stresi azaltmakta önemli bir unsurdur. Aksi takdirde yalnızlaşan birey içe kapanık halini arttırarak: “Bu hisleri dünyada sadece ben yaşıyorum.” gibi düşüncelere kapılır, kendi kendini gaza getirip strese sokmaktadır.

Fazla mükemmeliyetçilik stres için olumsuz bir durum oluşturmaktadır. Kişi sürekli her şeyin mükemmel olması için çalışır, hata yapmaktan korkar. Bu yüzden gerçekçi hedefler konulmalıdır. Ayrıca oluşabilecek en kötü ihtimale karşı kişi kendini hazırlamalı bu gibi durumları kategorize etmelidir.

Stres ondan ebediyen kaçacağımız bir düşman değildir. Çevresel bir faktör değildir, tamamen bizim kurduğumuz bir düşünce biçimidir. Stresle başa çıkmanın en eğlenceli ve etkin yolu mizahtır.

Gülmek en iyi ilaçtır.

Ne haliniz varsa gülün.

Ayşe Yazıcı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu