TarihYazılar

ARMAŞ RUHBAN OKULU

Kıymetli okuyucular, bu hafta bir önceki haftanın devamı niteliğinde olan bir konu ile karşınızdayım. Geçen yazıda özetle Ermenilerin bu bölgeye nasıl geldikleri ve bu bölgede neler yaptığından kısaca bahsetmiştim.  Bu yazımda Armaş Ruhban Okulu’ndan bahsedeceğim size. Tabi “biraz” detaylı olarak.

Manastır Kompleksi ve Öğrenciler

 

Armaş Manastırı’na yeni bir kimlik ve önem kazandıran Armaş Ruhban Okulu 1889’da açılmıştır. Böylelikle Gregoryen Ermenilerinin dinsel önder ihtiyacı bu okul tarafından karşılanacaktır. 5 Haziran 1889’da Patrikhane tarafından yayınlanan kararlar doğrultusunda Manastır yeniden yapılanarak doğrudan İstanbul Patrikhanesi’ne bağlı ilahiyat okulu yapısına dönüştürülmüştür. Böylece, Patrik başkanlığında, Armaş Episkoposu Ormanyan Apik Unciyan Efendi yönetiminde özel bir merasimle Armaş Papaz Okulu, İstanbul Gregoryen Patrikhanesi’nin büyük papaz okulu düzeyine yükseltilerek 18 Eylül 1889’da açılış töreni yapılmış ve eğitim hayatına başlamıştır

Yeni ve büyük binasında faaliyete geçen okulun 1890 yılında kuzeybatı tarafında ipek böceği yetiştirme yeri yani böcekhane açılmıştır. Böcekhanenin gelirleri okula harcanmıştır. Okulun diğer gelirleri ise yardımlar, hacca gelenlerden sağlanan gelirler, üretilen ve satılan ürünlerden sağlanan gelirlerdir. Bir de az da olsa Karagümrük’teki Armaş Kilisesi’nden yardım gelmiştir. Bu okulda dil olarak Türkçe (Osmanlıca) Dil Bilgisi, Yazımı ve Konuşması, Ermenice Dil Bilgisi ve Yazımı, Yunanca, Latince dersleri verilmekteydi. Bilimsel olarak Aritmetik, Muhasebe, Genel Hesaplama, Geometri, Trigonometri, Genel Bilgiler, Genel Tarih, Fizik, Kimya, Felsefe, Mantık, Psikoloji, Hukuk, Osmanlı Yasaları, Anatomi ve Sağlık Bilgisi dersleri mevcuttu. Tarihsel olarak öğrenciler Kutsal Tarih, Ulusal Tarih, Osmanlı Tarihi ve Genel Tarih, Dinler Tarihi, Osmanlı Coğrafyası, Dünya Coğrafyası ve Genel Coğrafya derslerini görmekteydi. Öğretim süresi 7 yıl olan okulda 6 yıl bu dersler görülür, son sene ise staj yapılırdı. Staj sırasında öğrenciler belirli konularda araştırma yapar, tez hazırlarlardı. Sonunda mezun olanlara diploma verilir ve mezun olanlar aynı zamanda öğretmenlik yetkisi de alırlardı.

Bu okula girebilme şartları ise şunlardır:

  • 19 – 21 yaş arasında olmak
  • İlkokul eğitimi görmüş olmak
  • Sağlıklı bir vücuda sahip olmak
  • Din adamı olmaya uygun ve istekli olmak
  • Anne ve babanın rızasını almak zorunludur.

 

Birinci sınıfı bitirenler “okuyucu” unvanı alırlardı. Üçüncü sınıfı bitirenler eğer 21 yaşında iseler “hizmetli” unvanını alıyorlardı. Eğer değillerse Manastır önderleri tarafından özel bir düzenleme getirilirdi. Bunlar bir törenle –eğer başka manastıra üye değillerse- Armaş Manastırı’nın asil üyesi olurlardı. Yine üçüncü sınıfı bitiren öğrenciler kendi istekleri ile ayrılabilir veya sorumlu kişiler tarafından belirlenen ve devam etmesi uygun olmayan öğrenciler de okuldan uzaklaştırılabilirdi. Ayrıca bu sınıfı bitirmiş kişiler evli rahiplik ve ilkokul öğretmenliği için yeterli bilgiyi almış sayılırlardı. Altıncı sınıfı bitirenler eğer 24 yaşında iseler bekar rahiplik unvanı alırlar, eğer değilseler yine Manastır tarafından özel düzenlemeye gidilirdi.

Öğrenciler Yemekhanede

Öğrenciler dinsel branşta Ermeni Kilisesinin Mesihsel Öğretisi, Kutsal Kitaba Giriş, Eleştiri ve Yorum Bilimi, Doğal, Teorik ve Uygulamalı Din Bilimi, Ulusal Kilise Tarihi, Evrensel Kilise Tarihi ve Kilise Yazını, Törensel Bilim, Bayramlar, Tapınışsal Törenler, Saatlere Göre Tapınış, Kutsal Son Akşam Yemeği, Dinsel Törenler, Kilise Yasaları, Kilise Haklarının Başlangıcı, Ermeni Kilisesinin Düzenleri, Söylev Bilimi, Kutsal Söylevciliğin İlkeleri ve Kutsal Söylevciliği Alıştırmaları, Nota Bilgisi ve Alıştırmaları derslerini görüyorlardı.

Öğrenciler ilk üç yıl kolejden ayrılamaz, üçüncü senenin tatil günlerinde ise önceden belirlenen günlerde Manastır dışında yürüyüşlere çıkmalarına izin verilirdi. Mezun olan öğrenciler okul ve yönetim işlerinde, kolejde, Patriklik ya da büyük dinsel önderlik görevlerinde iki sene daha görev yaptıktan sonra başka yerlere geçebilirlerdi. Ayrıca öğrenciler kullanacakları her şeyi kolejden alır, dışarıdan bir şey getirmek zorunda olmadıkları gibi ayrılırken yanlarında bir şey götüremezlerdi.

Okula giriş şartlarından da görüleceği üzere ne bir ortaokul ne de bir lise özelliği gösteren Armaş Ruhban Okulu, din eğitimi veren ve din adamı yetiştiren bir meslek okuluydu. Okulda gözetmen ve 6 bekar öğretmenin dışında sivil öğretmenlerce de eğitim veriliyordu. Bu öğretmenlerin içinde her zaman bir Türkolog ve Fransız öğretmen vardı.

Okulun 1892 yılında 35, 1897 yılında 80’den fazla, 1900 yılında 50, 1914’te ise 30 öğrencisi vardı. Dahiliye Nezareti’nin haberi doğrultusunda okula İstanbul, Adapazarı, İzmir, Urfa, Muş, Sivas, Van, Merzifon, Amasya gibi yörelerden öğrenciler gelmişti. Okulun eğitim faaliyetleri Maarif ve Dahiliye Nezaretleri tarafından denetlenmekteydi. Bu denetleme diğer gayrimüslim okullarının denetlemesiyle aynıydı.

Kuruluşundan kapandığı tarih olan 1915’e kadar bu okul pek çok din adamı yetiştirmiş, bunlardan önemli yerlere gelenler olmuştur. Hatta en üst makam olan Patrikliğe kadar yükselenlerin olması Armaş Ruhban Okulu’na oldukça prestij ve ün kazandırmıştır.

Ruhban Okulunun İlk Mezunları

Bu ayrıntıların yanına ek olarak birde kısaca Armaş Manastırı ve Ruhban Okulunun yöre ve çevresine ekonomik olarak etkilerinden bahsedip yazımı sonlandıracağım. , yöreye yerleşen Ermeniler, ekonomik anlamda çok güçlük yaşamamışlar, aynı zamanda İzmit’i de iktisadi yönden hareketlendirmişlerdi. Armaş’ın ekonomik bağlamda can damarı şüphesiz her yıl gelen hacı adaylarıdır. Yılda yaklaşık 20 bini bulan Manastır ziyaretçileri burada bulundukları süre zarfında yerli halk için çok büyük bir müşteri kitlesi olmuşlardır. Düzenlenen panayırlarda, yiyecek ve içeceklerden oyuncağa kadar ihtiyaç duyulan her şey bulunuyordu. Panayırlardan azımsanmayacak kadar iyi bir gelir elde ediliyordu.

Bu dönemde Armaş’ta ipek böcekçiliği de büyük önem kazanmıştı. Bu nedenle Armaş, ipek böceği üretimi ve özel ipek kumaş dokuması ile de ün salmıştı. Armaş’ın ipekli kumaşları, çevrede ve özellikle İzmit’te büyük itibar görmekteydi. Böcekhane olarak kullanılan bina Türkler buraya geldikten sonra yatılı ilköğretim okulu olarak uzun süre hizmet vermiş ve 1999 depreminde ağır hasar görünce akabinde yıkılmıştır. Ayrıca Manastır’ın değirmeni de oldukça önemlidir. Özellikle hac dönemlerinde burada öğütülen buğday, modern sayılacak fırınlarda pişirilen ekmekler hem ziyaretçilerin karnını doyuruyor hem de Manastır’ın giderleri için önemli kaynak oluşturuyordu.

Tüm bunların yanında tarım, köylünün doğal geçim kaynağıdır. Yaklaşık 137 hektarın karşılığı olan 2000 dönüm ekilebilir toprak köylü tarafından işletilmektedir. Genel olarak bakıldığında Armaş halkı İzmit genelinde olduğu gibi ekonomik açıdan sıkıntı çekmemişlerdir.

Kıymetli okurum, bu dar kapsamlı çalışmamda dilim döndüğünce sizleri bilgilendirmeye çalıştım. Önümüzdeki hafta ise Kocaeli Ermenilerinin Osmanlı Devleti döneminde durumları ve Kocaeli’deki faaliyetlerinden bahsedip bu yazı dizisi tadındaki konuyu tamamlayacağım.

Mehmet Bahadır Yazıcı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu