ToplumYazılar

Gençler Bi Dinleyin

 

Geçenlerde twitter denen; herkesin varoluşsal sancılarını zerk ettiği, içimizde ne filozoflar varmış ama imkan verilmemiş dedirten, yine herkesin haklı ve yine herkesin mağdur olduğu, kıymeti kendinden menkul, aziz ve necip insanımızın cirit attığı mecrada dolaşırken karşıma bir tweet çıktı. Ama bu sefer ki tweet gibi tweet derler ya hani, tıpkı o cinsten…

Diyor ki: “Bir partin pırtın, cemaatin olmasa da olur dostum. Partiler, cemaatler gelir geçer ama senin bir şarkın olsun. Mazluma ve Türkiye’ye imanın hep olsun. Asalet de itibar da o iman ve sevgidedir.”

Şarkımı düşündüm önce. Benim şarkım hangisi diye; uzun uzun. Aklımdan ne şarkılar ne türküler geçti. Fakat sonunda buldum. Sözleriyle melodisiyle her şeyiyle içinize işleyen bir türküdür Bozdoğan Türküsü. Hele bir de her nakaratın sonunda “Memleket… Sevdana yürek gerek…” der ki, vatan sevmenin gereğidir yürek…

O nakarat bittiğinde kalbinizin bir parçasını Rumeli’de bırakırsınız. Çünkü bir Balkan türküsüdür Bozdoğan Türküsü. Ben ise Doğu Karadeniz kökenliyim. Balkanlarla hiçbir alakam yok ama dedik ya “Mazluma ve Türkiye’ye imanın hep olsun. Asalet de itibar da o iman ve sevgidedir.” diye. Böyle hissetmenin gereği budur. Hiç alakanız olmayan bir coğrafya ve o coğrafyada yaşanan acıları tarif eden bir türkü, neresinden olursan ol bu mukaddes toprakların gelir bulur seni ve sen kendini o türküyle ifade edersin artık. Ve bir tweet sana hatırlatır o türküyü, o imanı ve o sevgiyi…

Yazının bundan sonraki kısmına youtube isimli mecradan kolaylıkla bulup arka fona yerleştireceğiniz Bozdoğan Türküsü ile devam etmenizi istirham ederim!

Şarkımızı bulduğumuza göre tweete devam edelim. Ne diyordu tweette “Mazluma ve Türkiye’ye imanın hep olsun. Asalet de itibar da o iman ve sevgidedir.”

Sizin içinizde Türk olduğunuz için bütün mazlumların koruyucusu olmak ve yine Türk olduğunuz için her şeyi başaracağınıza inanmak gibi bir inanç var mıdır bilmem? Benim içimde var. Ben, bu milletin imkan verilirse her şeyi başarabilecek potansiyelinin olduğuna inanırım hep. Biz böyle yetiştik, yetiştirildik. Tarih boyunca defalarca en zor dönemlerde en büyük imkansızlıkların içinden çıkmış gelmiş bir milletin torunları olarak, her zaman bu ülkeye yani bu millete inancımı yaşattım içimde. Hunlardan bugüne kadar bütün zamanlarda, bütün devletlerde, defalarca yaşanmış bir yeniden doğuş hikayemiz var. İşte bu hikayelerdir içimdeki bu inancı yaşatan. Büyük ihtimalle tweetin sahibi de bu düşüncelerle kurdu bu cümleleri.

“Asalet de itibar da o iman ve sevgidedir.” diyor ya; bu düşüncelerle hareket eden, bu bilince ulaşmış insanlarda o asaleti ve itibarı görebilirsiniz. O asalet ve itibar bu iman ve sevgiden kaynaklanmaktadır.

İşte gençler sizler ve bizler bu iman ve sevgiyi içimizde yaşatmak ve büyütmek mecburiyetindeyiz. Sizlere bu iman ve sevginin bir örneğini anlatarak bitireceğim yazımı.

Osmanlı Devleti ve Türk Milleti, Mondros Ateşkes Antlaşması’na doğru giden o karanlık günlerde, 1911’den 1918’e kadar 7 yıldır savaşmış, Balkan bozgununu, Sarıkamış felaketini, Kanal hezimetini yaşamış, Yemen’den Galiçya’ya kadar yüz binlerce metrekare vatan toprağını evlatlarının kanlarıyla sulamış ve artık takati kalmayarak I. Dünya Savaşı’nın sonucunu beklemeye başlamıştır.

Mustafa Kemal, 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmadan 5 ay önce gazeteci Ruşen Eşref’e bir fotoğrafını göndermiş ve altına bazı notlar yazmıştır. Notta: “Her şeye rağmen muhakkak bir nura (aydınlığa) doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki payansız muhabbetim (sonsuz sevgim) değil, bugünün karanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ziya (ışık) serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdedir” yazmaktadır.

İşte bizlere bakan bizden öncekiler, bugün sizlere bakan bizler aynı imanı ve sevgiyi dolayısıyla da asaleti ve itibarı görmekteyiz. Görmek mecburiyetindeyiz. Yarınlarımızı kurtaracak olan asalet de itibar da iman da sevgi de sizlerde ve bizlerdedir.

Tweetin ilk cümlesine dönersek eğer: “Bir partin pırtın, cemaatin olmasa da olur dostum. Partiler, cemaatler gelir geçer ama senin bir şarkın olsun.” diyordu. Bütün bu duyguları yaşamak ve yaşatmak için hiçbir siyasi partiye ve hiçbir cemaate ihtiyacınız yok. Bizler de bu duyguları büyütürken içimizde, hiçbir siyasi parti ya da cemaatten beslenmedik. Fakat şarkılarımız hep oldu.

O zaman haydi kendinize bir şarkı bulmakla işe başlayın…

 

Tweetin sahibi: @ebubekirkurban

 

M. Caner Çavuş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu