PsikolojiToplumYazılar

Öfkelendiğimizde Ne Yapmalıyız?

 

En çok şahit olduğumuz sahnelerden birisidir kırmızı ışıkta oluşan uzun bir trafik ve yeşil ışık yandığında araçların hareket etmediğini görünce kulak tırmalayan korna sesleri, pencerelerden sarkan bireyler ve hatta araç içerisinde söylenen herkes… Peki bunların hepsini yaşamak yerine öfkemizin önüne geçmeyi denedik mi?

Her insanın mutlaka hayatının kıyısında köşesinde yaşamış olduğu bir duygudur öfke. Çoğu zaman bu duygunun önüne geçmek istemiyoruz. Ancak bu duyguya boğulup evin içerisinde veya bulunduğumuz ortamda asık bir suratla gezinmek ve birisinin zihnimizi okumasını beklemekte çokta iyi bir fikir değil veya bir köşede zihni öfkelendiğimiz konu ile meşgul etmek işe yarayan bir yöntem olmayacaktır. Peki ne yapmalıyız?

İlla ki hepimiz “Çocuklar Duymasın” dizisini seyretmişizdir ve mutlaka Haluk karakterinin öfkelendiği zaman içinden 10’a kadar saydığı sahneye şahit olmuşuzdur. Evet evet içinden 10’a kadar sayarak o an öfkemizi denetlememiz mümkün olacaktır. Bu sayede öfkeyi dağıtmış olacaksınız, eminim ki hiç kimse bu yöntemi denemekten zararlı çıkmaz. Olmadı mı? Öfkeyi denetleyemedik mi? O halde derin bir nefes alıyoruz ve dikkat dağıtıcı bir şeyler yaparak öfkemizi azaltabiliriz. Mesela müzik dinlemek, bulmaca çözmek hatta birine iyilik yapmak olabilir. Ancak bizim yaptığımız en büyük hata öfkenin üzerine gitmektir. Bir konuya öfkeleniyoruz ve öfkemizi yatıştırmak kendi elimizde iken bizler onu daha çok alevlendiriyoruz. Kendimizi seviyorsak, kendimiz için bize iyi gelecek şeyler yapmalıyız! Bahsettiğim şeyler bizim toplumumuzda uygulanması kolay olan yöntemlerdir. Biraz daha bizi zorlayacak olan yöntem ise öfkemizi şiddet ve aşağılama içermeyen şekilde ifade etmek. Bizler daha çok öfkeye öfkeyle yaklaşıyoruz ve öfkeliyken tabiri caizse “Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymuyor!” ya da bunun arkasına sığınıyoruz. Yapmamız gereken şey ise net, sakin ve basit ifadelerle öfkelendiğimizi karşımızdaki insana söyleyip, bu duygunun ortaya çıkması için neler yaptığını, onu yargılamadan, kesin bir şekilde anlatmaktır. Deneyin ve göreceksiniz ki bunu yaptığınız zaman ortamdaki gerilim düşecek ve öfkeli olan kişi kendini daha iyi hissetmeye başlayacaktır. Bu şekilde karşılıklı anlayış daha çok gelişecek ve aranızdaki bağ daha çok güçlenecektir. Net, sakin ve samimiyet. Bunu başarmak biraz zor olabilir ancak yapabileceklerimiz bunlarla sınırlı değil. Öfkelisiniz şimdiye kadar bahsettiğimiz yöntemler bir işe yaramadı mı? O halde öfkemizi azaltmak için yapılabilecek en iyi şey bazen bir günlüğe yazmak olacaktır. Sizi sıkan olaylarla ilgili “en derin duygu ve düşüncelerinizi” yazın. Bunu birkaç gün boyunca günde 20 dakikalığına yapın, daha sonra yazdıklarınızı okuyun. Böylece durumları daha farklı görmeye başlayacaksınız, aklınıza gelmeyen çözüm yolları ortaya çıkacak.

Öfkemizi özür dileyerek yatıştırmakta mümkündür. Şöyle düşünelim bir arkadaşınızla buluşacaksınız ve dört gözle bu buluşmayı bekliyorsunuz. Saat yedi buçukta onu evinden almayı kararlaştırıyorsunuz ancak beklenmedik bir olay oluyor, yolda giderken lastiğinizin patlak olduğunu fark ediyorsunuz. Lastiği değiştirmeniz ve arkadaşınızın evine gitmeniz 20 dakika gecikmenize sebep olmuştur. İki davranış sergileyeceksiniz ya içeri girip “Aman, zaten iyi bir zaman geçirmeyecektik. Takma kafana, o kadar da önemli değil” diyeceksiniz veya içeri açıkça canı sıkkın bir şekilde gireceksiniz ve evden zamanında çıktığınızı ancak lastiğinizin patlağını söyleyip özür dileyip bu buluşmayı bir şekilde telafi edeceğinizi söyleyeceksiniz. Sanırım hepimiz emin olabiliriz ki arkadaşımız birinci davranışta daha çok öfkelenecektir çünkü genel olarak içten bir özür ve kusurlu kişinin tüm sorumluluğu üstlenmesi saldırganlığın azalmasında etkili bir yöntem olacaktır. Bizim toplumumuzda bu davranışı en çok trafikte görmek mümkündür… Evet hepimiz hayal ettik dimi? Çoğu zaman şehir merkezlerinde yol hakkımız çiğnendiği zaman sürücü öfkeli öfkeli kornoya basar ki kulak zarınız patlayana kadar oda yetmezmiş gibi penceresini açar, öfkesini ve hakaretini kutsal sözcükleriyle dile getirir. Kimse böyle bir davranışa maruz kalmak istemeyecektir ve aynı şekilde karşısındaki kişiye karşılık verir. Oysaki bu tarz çirkin durumları yaşamak yerine kendi kendimize öfkemizi kontrol etsek veya bize iyi gelen başka şeylere yönelsek veyahut bir özür dilemek bizden hiçbir şeyi eksiltmeyecektir.

Her yerde kullanabileceğimiz belki de en önemli yöntem ise empati kurmak olacaktır. Mutlaka hepimiz hata yapabileceğimizin farkında olmalıyız, karşımızdaki insanın başına gelebilecek olayın bizim başımıza gelmeyeceği meçhul? Kulağı tırmalayan o korna sesi. Uzun bir kuyruğa takıldınız ve kırmızı ışıkta bekliyorsunuz. En öndeki araç yeşil ışık yandığında 10 saniyeliğine bir tereddüt yaşıyor, gerisini siz getirin… Lakin en öndeki araç sizde olabilirdiniz. Empati duygusu insanın kendini bir başkasının yerine koyabilme ve onun yaşadığı duygulardan bazılarını onun gibi yaşayabilme yeteneğidir. Hayatımızın her noktasında bize artılar kazandıracaktır empati duygusu.

Öfkelendiğimiz zaman öfkemizin üzerine gitmek yerine geliştirebileceğimiz birçok yöntem bulunmaktadır. Bunlardan birkaçını denediğiniz zaman aslında öfke duygusunun zihninize zarar vermekten başka bir şey olmadığını anlayacaksınız. İlk önce inanın daha sonra başardığınızı göreceksiniz…

Ayşenur Çin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu