GündemYazılar

Ne Olacak Ki Demeyin! Susuzluk Kapıda

 

Su, medeniyetlerin etrafında kurulduğu, bilim insanlarının başka gezegenlerde hayat emaresi olarak aradığı, her türlü teknolojik gelişmede kaçınılmaz olarak kullanılan yeryüzünün en büyük zenginliği ve hayatın olmazsa olmazıdır. Dörtte üçünün sularla kaplı olduğu dünyamızda denizler ve okyanuslar hariç yeryüzünde sabit miktarda bulunan tatlı su, sadece insanların temel yaşam ihtiyacını karşılama konusunda değil, ayrıca tarım, endüstri ve bilhassa hidrogüç santralleri açısından da son derece büyük öneme sahiptir.

Ancak küresel ısınma, hızlı nüfus artışı, çevre kirliliği ve endüstriyel atıkların arıtılmadan doğrudan su kaynaklarına karışması gibi sebeplerle tatlı ve temiz su kaynakları yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Türkiye’ de önemli bir su kriziyle karşı karşıya. Her geçen gün kuraklık ve susuzlukla ilgili yeni haberler gündeme geliyor.

İnsanoğlu suyun varlığına o kadar alışmıştır ki hiçbir zaman su olmasaydı ne olurdu diye düşünmez. Peki ya su olmasaydı ne olurdu?

Su olmasaydı, evrendeki tüm canlılar için hayat olmazdı, yeryüzünde en fazla bulunan maddelerden olan su hayatın temelidir. Öyle ki su olmasaydı hayat ve yaşam belirtisi olmazdı. Okyanuslar ve denizler yeryüzünün yaklaşık olarak onda yedisini kaplamaktadır. Atmosferde, toprakta ve yeryüzün de yaşayan tüm canlılarda su vardır. İnsan vücudunun hemen hemen üçte ikisi sudan oluşur ve besinlerin, özellikle meyve ve sebzelerin büyük bir kısmı da sudur.

Tüm bunlar bir yana insan vücudunun bir bölümü yaklaşık olarak yüzde yetmiş beşi sudur (belirtilen bu miktar kişiye, yaşa, vücut bileşimine ve cinsiyete göre değişebilmektedir). İnsan vücudundaki dokuların tümü su içerir. Kemiklerin oldukça sert görünümlerine rağmen yüzde yirmi ikisi sudur ve kandaki su oranı yüzde seksen üçtür. Ayrıca bitkilerde ve hayvanlarda ise su miktarı yüzde doksan civarında çok yüksek oranlarda bulunabilmektedir. Bu nedenle susuz bir yaşamın düşünülmesi mümkün değildir.

Susuzluğun önüne geçebilmek için yapmamız gereken; su tasarrufudur. Su tasarrufu ise gereksiz su kullanımını azaltarak suyu mümkün oldukça verimli bir şekilde kullanmaktır. Yağış miktarının çok olduğu bir yerde yaşıyor olsak dahi bu suyu işlemek, pompalamak, ısıtmak, yeniden pompalamak ve yeniden işlemek için enerjiye ihtiyaç vardır. Ortalama dört kişilik bir ailenin günlük su kullanımı 450 litredir ki bu yılda 164,000 litre anlamına gelmektedir.

Yaşamamızda yapacağımız küçük değişimlerle tonlarca suyu tasarruf etmek mümkündür. Peki evde su tasarrufu için ne yapabiliriz?

Evlerimizde su arıtma sistemi kullanabiliriz.

Günde en az 2 kere fırçaladığımız dişlerimizi fırçalarken veya tıraş olurken musluğu kapalı tutmalıyız. Ayrıca yine suyu akıtmak yerine bir bardak su alıp yanımıza kullanabiliriz.

Duş alırken saatlerce suyun altında kalmak yerine bu süreyi olabildiğince kısaltmalıyız. Su ısınana kadar da suyu boşa akıtmayın bir kovaya doldurun. Uzun banyolar yerine kısa duşları tercih ederek yüzde elli ile yüzde seksen arası su tasarrufu sağlayabilirsiniz.

Sebze ve meyveleri musluk akarken yıkamak yerine, bir kaba su doldurarak yıkamalıyız. Bunun yanı sıra su tasarruflu musluk başlığı kullanmalıyız.

Çamaşır ve bulaşık makinesini tam doldurmalıyız ve bulaşıklarımızı elde yıkamamalıyız. Son teknoloji, yüksek su ve enerji verimliliğine sahip çamaşır ve bulaşık makinelerini tercih ederek gereksiz su kaybını büyük ölçüde engelleyebilirsiniz. Ayrıca bulaşıkları makineye koymadan önce yıkamayın bunun yerine peçete ile silin.

Arabanızı yıkarken çimenlerin üzerinde yıkayın.

Yumurtayı haşladığınız su ile bitkileri sulayın veya makarna suyunu dökmeyin bununla kendinize lezzetli bir sos veya çorba yapabilirsiniz.

Saniyede bir damla su damlatan musluk günde yaklaşık 17 litre su kaybına neden olur. Damlaya damlaya göl olur sözünü aklınızdan çıkarmayarak evinizdeki muslukların sağlıklı çalışıp çalışmadığını kontrol edin ve akıtan/damlatan muslukları tamir edin. Musluklara fazladan su gelmemesi için vanaları yarısına kadar kısın, gizli sızıntılar için suyu kullanmadan önce ve sonra sayacınıza bakın. Evdeki tüm muslukların altına leğen koyun ve biriken suyu değerlendirin, bu suyu evdeki bitkilerinizi sulamak için kullanabilirsiniz.

Veeee en önemlisi; su faturanızı kontrol edin, her ay bir öncekinden daha az kullanmaya çalışın.

Su tasarrufu konusunda bilinçli olmalıyız ve bunu hayatımızın her zerresine geçirmeliyiz. Çevremizi de aynı şekilde bu konuda bilinçlendirmeliyiz. Bu şekilde olduğu sürece inanıyorum ki su israfının ve susuzluğun önüne geçebiliriz.

Ayşenur Çin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu