Yazılar

Başka Ülkede Yaşayamam

Başka Ülkede Yaşayamam

Yaşarsın.

Böyle yaşarsan validesini bile ağlatırsın hatta. Senin ülkende insanlar fırsatçılığı uyanıklık; uyanıklığı da kâr bellemiş durumdayken ağzını ayıra ayıra yaşadığın ülkenin dışında pekâlâ yaşarsın. Bizim insanımız yaptığı her absürt hareketten sonra “yurdum insanı” denilerek haber bültenlerinde komikli müziklerle paylaşıldığı için yaptığı tüm acayip hareketleri hoş gören insanların varlığından o kadar emin ki saçmalamaktan asla imtina etmiyor ve dahi üstüne gidiyor. “Daha fazlasını nasıl yapabilirim? Ya Rabb, biliyorum vahiy mahiy işleri bitti ama yok mu bana söyleyeceğin şöyle orijinal bi denyoluk?” dediği hal ve hareketlerinden ayan beyan belli oluyor.

Tabii bir de mevzunun kurnazlık boyutu var. Biz kurnaz adamlarız, öyle zekiyiz ki “anasını boyayıp babasına satmak” gibi ultra ahlaki bir o kadar da yerinde deyimlerimiz vardır. Turiste İstiklal halıyı normal fiyatının beş katına satmak mı? Hem de döviz kuruyla… Yanlış anlamayın bu yapılan tamamen modern Haçlı Seferlerine karşı bir hamledir. Kefereyle mücadelede esnafımın arkasındayım. “Urun yiğitler koma’n ha!”

Bir yandan Haçlılarla mücadele devam ederken öte yandan beylikler arası iç çekişmeler de hız kesmeden sürüyor doğal olarak. Gurbette öğrenci misin? Ah be… Anadan babadan ayrısın öyle mi? Ev? Yok bekara vermiyoruz, malum anasını boyayıp babasına satan bu arkadaşlar olmadığı için hafazanallah bi ahlaksızlık yaparsınız, hoş olmaz diye düşünüyorlar zâhir. Üç kira peşin iki kira depozito verirsen konuya komşuya karşı bir rizikoya girilip size bu ev verilebilir tabii. Hadi bu iyiliğimi de unutmayın. Ulan ne mübarek adamlar var be, ver bi elini öpeyim hacı amca.

Sen nazik bir arkadaşa mı benziyorsun? Vay salak. Sen bilmiyor musun ki nezaket ezikliktir ve biz ezikleri sevmeyiz. Bu durumda x’i içeri dağıttığımızda nazik adamı da pek sevmiyor olabiliriz. Bir şey isterken hakkın olmayanı bile “bu benim hakkım” diye bastıra bastıra söyleyeceksin. Sıkıyorsa hayır desinler. İndir camı çerçeveyi olsun bitsin. Şikayetçi olmak mı? Polise gidersen bu arkadaşları çok kırarsın ve dünya hassas kalpler için bir cehennemdir.

Yaratılış olarak bu kadar meziyetli olan bir toplumda kadın kırmızı değil kıpkırmızı çizgidir. Öyle tecavüzmüş, kadın cinayetiymiş falan. Geçiniz efendim. Biz de yanlış olmaz, Olduysa yanlış değildir ve yanlış olmadığı er geç anlaşılır.

Bizde herkesin bir köyü var. Of. Cennet ya. Ulan cennet orasıysa cehennem neresi kauçuk. Cehennem içimizde içimizde. Hassasız ya. O yüzden.

Bir milleti tarihsel sürecinde iyisiyle kötüsüyle benimsemek, aidiyetin su götürmez bir gerçeğidir. Biz milletimizin tarihini iyisiyle, kötüsüyle; hatasıyla, doğrusuyla kabul ediyoruz. Bizim karşı olduğumuz şey herhangi bir durumun, olayın, olgunun bezirganlığını, bekçiliğini, kabadayılığını yapan adamların sözcülüğüne soyunduğu argümanların tam tersi istikamette hareket etmesi üstüne üstlük hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmesidir.

 

Son olarak başka ülkede yaşarsın yaşarsın da bu ülkede kazandığınla başka ülkede üç saniye falan yaşarsın şeker kardeşim. Neyse geçen gün Google Earth’te Barcelona’yı gezmiştim, bugün de Paris’i gezeyim. Beni soran olursa o demir direğin orada olurum, sürekli mesaj atmayın internet kasıyor.

Zülfikar Suncak

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu