Yazılar

Aşk ve Matematik

 

Başlığa bakıp aşkın formülünü mü veriyor acaba diye düşünenler, maalesef hayal kırıklığına uğrayacaklar. Aşk için sihirli bir formül olabileceği beklentisi oluyor. Bu doğal, dünyada her şeyi çözen basit bir formülün, basit bir çözümün olduğu umudunu çoğu insan taşıyor. Ancak aşk için böyle bir formül yok. Olsaydı hayat zaten daha sıkıcı olurdu. Kaldı ki aşk dediğimiz olgu her yanımızı sarmış olmasına rağmen, bunu fark edemiyoruz. Bu da bizi sürekli aşkı aramaya yöneltiyor.

Zamanın birinde Trakyalı bir matematikçi varmış. Bir gün ona “aşk nedir?” diye sormuşlar. O da “ çemberin çevresinin çapına oranını bulmaya çalışmaktır.” demiş. “Buldun mu?”  diye üstelemişler ve o da “ çabalıyorum” demiş.

Bizim problemimiz onu bulmaya çalışmaktan çok onu bulabileceğimize inanmamak. Sonuçta aşk varoluşun temel özüdür, doğal olarak sahip olduğumuz bir şeydir. İnsanlar “aşkı buldun mu?” diye soruyor, doğru bir soru değil. Çünkü onu hiç kaybetmedik. Her şeye aşkla yaklaşabiliriz. Mesela, etrafımızda saklı duran ama her şeyin içine işlemiş, güzellik ve zarafetin paralel evreni olan matematiğe…

Gündelik hayatımız içinde alışveriş yaparken, internette gezinirken, bir mesaj yollarken matematiksel formüller ve algoritmalar devreye girer. Bu anlamda matematik hayatla iç içedir. Buna rağmen çoğu insan matematiğin sıkıcı, anlaşılması zor hatta kâbus olduğunu düşünür. Roman okumanın, film izlemenin, bir resme bakmanın dayanılmaz ve bıktırıcı olduğunu söyleyecek çok az kişi vardır. Eğitimli ve duyarlı insanlarda bile matematiğin bıktırıcı olduğunu duyuyoruz. İşin özünde bıktırıcı olan matematiğin öğretilme biçimidir. Matematiğin ne olduğu keşfettirildiğinde, ne kadar güzel, zarif ve simetrik olduğu gösterildiğinde, herkesin onu sevebileceğine inanıyorum. Mesele bizim önyargılarımızdan kurtulmamız. Sadece matematik için de değil bu, genel olarak kendimizi engellemeyi bıraktığımızda, aşkın ne olduğunu görecek ve hissedeceğiz.

Bin yıl öncesine dayanan matematik formüllerinin çok küçük bir kısmı ezbere dayalı bir şekilde öğretiliyor. Size güzel sanatlar okulunda sadece duvar ve fayans boyamayı öğrettiklerini ve hiçbir şekilde Picasso, Da Vinci, Van Gogh eserlerini göstermediklerini düşünün. Sizce bu şekilde sanatın kıymetini bilebilir miyiz?

Galileo ünlü bir sözünde “doğanın kanunları matematiğin dilinde yazılmıştır.” der. Matematik gerçekliği tanımlamanın ve dünyanın nasıl işlediğini anlamanın bir yoludur. Matematik evrensel bir dildir. Bir matematiksel formül veya teorem herkes için aynı anlamı taşır. Bin yıl öncesinde neyse bugünde odur ve bin yıl sonrasında da herkes için aynı anlamı taşıyacaktır. İşin güzel yanı bu matematik bilgisi tamamen insanlığa aittir. George Cantor’ın dediği gibi “matematiğin özü, onun özgürlüğünde gizlidir.” Matematik de sanat, edebiyat ve müzik gibi kültürel mirasımızın bir parçasıdır. Evreni ve içindekileri daha iyi anlamak için açlık duyuyoruz. Matematik mevcut gerçekliğimiz ile iç içe geçmiş haldedir. Evrenin akışına yön verir. Matematik minik atomlardan en büyük yıldızlara kadar her şeyin dizginlerini elinde tutmaktadır. Matematik aynı zamanda bize gerçekliği titizlikle analiz etmeyi, olguları incelemeyi ve her nereye götürürlerse götürsünler onları takip etmeyi öğretir.

Matematik hızla gelişen teknolojik ortamda daha da değerlenmektedir. Matematik bugün her yerde gittikçe daha fazla kullanılıyor ve böylece matematik bilenle bilmeyen insanlar arasında eşitsizlik ortaya çıkıyor. Matematik bilmezseniz kandırılma riski altındasınızdır ve avantajı matematik bilenin eline verirsiniz; ekonomik krizler en açık örneğidir. Matematik bilgisi yüksek olan toplum her zaman önde olacaktır. Matematiğin bu kadar güzel ve insanlık kültürünün temel yapı taşlarından birisi olması bile başlı başına oldukça önem taşımasına karşın, mesele sadece bu değildir. Mesele insanlar arasında eşitliği sağlayan adil bir yol bulmamızdır. Bu yenidünya da çocuklarımızın detayları bilmese bile matematiğe erişimi olmalı. Matematik çok güçlü, ancak güç iyilik içinde kötülük içinde kullanılabilir. Bizim işimiz matematiği insanlığın hizmetine sunmak olmalıdır.

YASEMİN ADIYAMAN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu