İlahiyatTarihYazılar

Ortadoğu’nun Kıyameti: Mehdi Beklentisi

 

Yıl 1990.

İsrail Başbakanı Netanyahu Baş Haham Lubavitch ile bir görüşme yapıyor. Bu görüşmenin video kaydı da bir şekilde internete sızıyor.

Peki ne var bu görüşmede?

Baş Haham Lubavitch, Netanyahu’ya “Son görüşmemizden beri işler epeyce ilerledi.” diyor. Netanyahu’nun “Evet.” cevabının ardından haham: “Evet ama ilerlemeyen bir şey var, Moşiyah hala gelmedi, bunu hızlandıralım. Ne gerekiyorsa yapalım.” diyor.

Kim bu Moşiyah?

Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat’a göre ahir zamanda gelecek olan ve Yahudi egemenliğini ve krallığını tekrar yükselterek yeryüzünde Yahudi hakimiyeti kuracağı beklenen son kurtarıcı. Evet Yahudilerin Mehdi’si…

Bir önceki yazımda bahsetmiştim. Yahudilerin bu gün tüm siyasi politikaları Tanrı’yı Moşiyah’ın gelişine zorlamak üzere. Oluşturdukları kaos zemini de bu sebeple. Ortadoğu’nun karmaşası arasında beklenen savaşa doğru giderken Moşiyah’ın yani Mehdi’nin gelişini arzuluyorlar bir ibadet gibi.

Ancak Ortadoğu’da Mehdi bekleyen sadece Yahudiler değil elbette.

Aynı inanç İslam toplumlarında da var. Özellikle İran, son zamanlardaki siyasi politikalarını bunun üzerine kurdu. Bir önceki İran Cumhurbaşkanı Ahmedi Nejat defalarda uluslararası kamuoyunda yaptığı konuşmalara “Gelecek olan Mehdi’ye selam olsun.” şeklinde başladı.

Ve Ortadoğu’daki birçok marjinal örgüt lideri gibi Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ta İsrail’e ithafen yaptığı konuşmaların hemen hepsinde “Gelecek olanla birlikte hiç beklemediğiniz bir güçle karşınıza çıkacağız.” cümlelerini kurdu.

İslam toplumlarının Şia kolunda değil sadece, ehl-i sünnet tarafında da kuvvetli bir inanç Mehdi inancı.

Ve Hristiyan toplumlar. Hristiyan dünyada son yüzyıllarda hızlıca yayılan Evanjelist akıma göre son savaş yakın. Ve Yeni Ahit’e göre Mesih komutasında son savaşın galibi Hristiyanlar olacak ve egemenlik Mesih yanlılarının olacak.

İslam toplumları ise bu beklentinin her iki görüşünü de kabul etmiş ve kendine evirmiş durumda.

Hem Mehdi, hem Mesih gelecek ve son savaşı İslam adına yaparak Müslümanların egemenliğini kuracak yeryüzünde.

Bu beklentiler sadece semavi kabul edilen dinlerde mi var diye sorarsanız hayır…

Fars düşüncesi ve Eski İran dinlerine bakarsanız Mecusilerde de son kurtarıcı beklentisini çokça görürsünüz. Ezilen Ortadoğu toplumlarının genelinde bir kurtarıcı beklentisi yatmaktadır.

Hatta daha da ileriye giderseniz semavi olmayan birçok Ortadoğu dininde de beklenen kurtarıcı figürleri mevcuttur.

Birçok ilahiyatçı bu beklenen kurtarıcı meselesinin değiştirilen kutsal metinlere sonradan dahil edildiği görüşündedir.

Nitekim Kur’an’ı Kerim’de de Mehdi beklentisine dair herhangi bir ayete rastlamak mümkün değildir. Mehdi inancı ile ilgili meselelerin çoğu hadis olarak nakledilmiş, bu hadislerin sahihliği veya zayıflığı çokça tartışılmıştır. Birçok ilahiyatçı da araştırmaları sonucu bu hadislerin sonradan Müslüman olmuş Yahudi’ler tarafından nakledildiğini, daha önceki inançlarını İslam inancına evirerek naklettiklerini, bu nakillerin sözlü gelenek zincirinde tahrife uğrayarak peygambere kadar atfedildiği konusunda çalışmalar yapmış ve eserler ortaya koymuştur.

Nitekim son zamanlarda ülkemiz başta olmak üzere İslam toplumlarında kendini Mehdi ilan eden birçok isim de görülmüştür.

Peki Beklenen Mehdi gelecek mi?

Bu konuda kesin konuşmak mümkün değildir. Gelecek olan son kurtarıcının geleceği inanç da muhakkak son indirilen din üzere olacaktır. Ancak ben bu konuda beklentisi olmayanlar grubu içerisindeyim.

Nitekim Aliya İzzetbegoviç’de bu meseleye “Mehdi bizim tembelliğimizin adıdır.” diyerek olması gereken bakış açısını getirmiştir.

Nitekim Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz (Dinler Tarihi Uzmanı) bu meseleyi şöyle özetlemektedir: “Mehdi konusu tartışmalı bir inanç konusudur. Kuran-ı Kerim’de doğrudan bir bilgi yok. Mehdi’nin, İslamiyet’in bozulduğu, ahlakın yozlaştığı, huzurun kalmadığı bir dönemde geleceği beklenir. Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta bu zaten vardı. Daha sonra İslamiyet’e de geçti. İlk geçişi de aşırı Şiiler vasıtasıyla oldu. Bunlar insanı tanrılaştırma eğilimi olan gruplardı. O aşırı Şiilerden mutedil Şiilere, onlardan Sünnilere geçmiş. Peygamberimize atfedilen bazı hadis rivayetlerinde de vardır. Sünnilik de bu inancı bu rivayetler yoluyla benimsemiştir. Bugün de Şiiler ve gelenekçi Sünnilerde bu inanç devam eder. Şiilerde çok daha kuvvetlidir. Her asırda da bir Mehdi olma iddiası ortaya atılmıştır.”

Peki Armegeddon nedir?

Armageddon ya da Melhâme-i Kübrâ, dini kaynaklarda Dünya’nın sonu geldiğinde yapılacağına inanılan büyük Kıyamet Savaşının adıdır.

İsrail’in siyasi politikasına göre bu savaşa Moşiyah önderliğinde girilecektir ve Yahudilerin bu savaştan galip çıkması Rab’ın onlara vaadidir. Hristiyanlara göre de savaşın kazananı Mesih ve taraftarlarıdır. İslam’a göre de Mehdi ve ordusu.

Ortadoğu’nun Armegeddon bekleyicilerinin ellerinde şekillendirdiği politikalarla son savaşa doğru sürüklenmesini anlamanın en iyi yolu inanç mesellerini anlamaktır.

Ve bu gün Ortadoğu birilerinin ellerinde adım adım kıyamet savaşına doğru hazırlanıyor.

Peki bir Mehdi gelecek mi?

Orasını Allah bilir. Ancak Yahudiler bekledikleri kurtarıcı gelene kadar Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmeye devam edeceklerdir.

Biz Müslümanların ve İslam ülkelerinin de bu kanlı politikalarda kendine bir rol çizmesi artık şarttır. İsrail’in son savaş politikalarına karşı güçlü ve dayanaklı karşı duruşlar geliştiremezsek gelecek olan Mehdi’yi beklemek sonumuz olacaktır.

Mehdi’yi beklediğimiz kadar, İslam adına güçlü olsak ve birlik olsak birilerinin Mehdi beklentisi kaos ile değil ancak ağlama duvarlarında dua etmekle kalacaktır.

Ve ilim…

Bugün Ortadoğu’yu anlamanın da tek yolu okumaktan geçmektedir, kuru sürüklenmelerden değil…

Yakup KAYA

Bir Yorum

  1. Hocam son kurtarıcı peygamberimiz iken olur da bir MEHDİ gelirse ve bizi kurtarmak istemezse yeni bir mehdi daha gelir mi?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu