TarihYazılar

Kocaeli’de Armaş Manastırı

 

Değerli okuyucularım, bu haftaki yazımda sizlere Hristiyanlar ve bilhassa Ermeniler için oldukça önemli bir yeri bulunan Armaş (Akmeşe) Manastırı’ndan bahsedeceğim. Kocaelili olan hemen hemen herkes eski adıyla Armaş’ı yani Akmeşe’yi bilir ve en az bir defa yolu düşmüştür. İzmit’in kuzeydoğusunda, yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta bulunan bir yerleşim yeridir. M.Ö 2000 yılına ait kalıntılar olduğu söylenmektedir. Ama esas üne kavuştuğu dönem 17.yüzyılda başlamaktadır. Gelin isterseniz önce Armaş adının nerden geldiğini birazcık açarak başlayalım.

Armaş ismini buraya Ermeniler vermiştir. Ermeşe, Ermişe isimleri de Osmanlı Devleti zamanında verilmiştir. Armaş’ın kurucuları ve bunların nereden geldikleri tam olarak bilinmemektedir ve ne zaman geldikleri hakkında da kesin bir bilgiye varılabilmiş değiliz. İlk görüş Celali İsyanları ile göç etmeleridir. İkinci görüş Şah Abbas döneminde 300 kişilik zengin bir Ermeni grubunun bölgeye gelmesidir. Diğer bir görüş ise Sivas, Şatak veya Bitlis’ten gelmiş olmalarıdır. “Armaş” adının “Armağanşah”tan geldiği ihtimali üzerine hareket edilecek olursa ve Armağanşah’ın Sivas’ın ayânı olduğu göz önüne alınırsa, bu tez kuvvetlenmektedir.

Yerleşimin başlamasına sebep olan Şersavar Meryem Ana Manastırı’nın kuruluş tarihi tüm Ermeni kaynaklarında 1611 yılı olarak geçer. Bundan dolayı da Armaş’ın kuruluşu için de bu tarih verilebilir, bu durumu gezgin Simeon’un 1610-11 yılları arasında bölgede yaptığı yolculuğu destekler niteliktedir. Ayrıca 1530 Kocaeli livasının (sancak) haritasında böyle bir yer olmaması Armaş’ın bu tarihten sonra kurulduğunu göstermektedir.

2. Mahmud’a kadar Ermenilerin Armaş’taki nüfusu için kesin bir kanıya varmak mümkün değildir. Armaş bir manastır etrafında kurulduğundan dolayı ilk yıllardaki nüfusu manastır kayıtlarından öğreniyoruz ki bu da 7 hane kadardır. Ermeni Patrikhanesi’ne göre 1882 yılında İzmit Sancağında yaşayan Ermeni sayısı 65.000’dir. 1500 kadar Ermeni ise Armaş’ta yaşamaktadır. 1914 Osmanlı nüfus sayımının gösterdiğine göre ise 95.451 Ermeni yaşamaktadır. Bu sayımda ise Armaş ile ilgili bir kayda rastlanmamıştır. Fakat 4000 – 5000 civarı olduğu ağır basmaktadır.

Armaş Manastırı ise 17.yüzyılın ilk yarısında muhtemelen Celali İsyanları’ndan kaçan bir grup Ermeni’nin bölgeye gelmesi ile birlikte Tateos liderliğinde kurulmuştur. Armaş’ın Çarğapan (Kötülüksavar) Meryem Ana Manastırı geleneğine göre, ilk yıllardaki Hıristiyanların karşılaştıkları sıkıntılar üzere sığındıkları yerde inşa edilmişti. “Tanrı’nın inşa ettiği kent Adapazarı” ve Nikomedia arasında bulunan bölgede, 303 yılında Diyoklesyen’in kararı ile pek çok Hıristiyan’ın kanı akıtılmış ve Manastır da bu hatırayı yaşatmak amacıyla çilekeşlerin gömüldükleri toprağın üzerine yapılmıştı.

Buraya Manastır kurma düşüncesi Episkopos Tateos’undur. Manastır’ın yapım izni Kuyucu Murat Paşa’dan alınmıştır. Kuyucu Murat Paşa, Celali İsyanları’nı bastırdıktan sonra İran’a karşı savaşmak için yola çıkmıştır. Tateos’da izin belgesinin İstanbul’dan alınması zor olduğundan fırsatı değerlendirerek Kuyucu Murat Paşa’yı İzmit’te karşılamış ve bizzat Paşa’dan yapım izin belgesini almıştır. Ayrıca küçük Asya’nın Ermeni göç bölgeleri içinde Merzifon ve Ankara’daki kutsal manastırlardan sonra İstanbul Patrikliği’ne en yakın manastırdır. Armaş Manastırı kurulduğu 1611 ve faaliyetlerine son verildiği zamana kadar çeşitli aşamalar ve dönemler geçirmiştir. Bu süre zarfını 4 dönemde inceleyebiliriz.

Birinci dönem 1611 – 1784 yıllarını kapsamaktadır. Bu dönemde Manastır henüz ün yapmış bir ziyaret yeri özelliğindedir. Osmanlı Sultanları bu Manastırı kuruluşundan beri korumuştur. Çevresinde olan çatışmalardan doğan zararlar Osmanlı Devleti tarafından karşılanmıştır. Manastır kompleksinden günümüze ulaşan sadece “Işık Çeşmesi”dir. Bu çeşme bu dönemde İstanbullu Piskopos Atenaos tarafından yaptırılmıştır. Ayrıca ilk dönemde Bahçecik, Adapazarı, Geyve gibi bölgelerle birlikte Armaş Manastırı, Nikomedia Ruhani Önderliği kapsamında yer almaktadır.

 

İkinci dönem ise 1786 – 1865 yıllarını içermektedir. Kilise yapısı temelden yenilenmiş, Manastır üyeleri için ek binalar yapılmıştır. 1800’lerin başında çatışmalar ile zarar gören Manastır yeniden düzenlenmiş fakat 1820’de çetelerce okul ve kütüphane bölümleri yakılmıştır. Padişah II. Mahmud tarafından verilen fermanla Episkopos Bogos Karakoçyan tarafından bu bölümler yeniden yaptırılmıştır, Meryem Ana Kilisesi onarım görmüştür. Kompleks genişletilmiş, din önderlerinin konaklama yeri ve hacı adaylarına konaklama yerleri yapılmıştır. Eğitim konusunda yeniliklere gidilmiş, İtalyanca dersi verilmeye başlanmıştır. Manastır etrafındaki tarlaların birleştirilmesiyle çiftlik ve koru oluşturulmuştur. Ayrıca bu dönemin son bölümünde eski kilise yıkılmış, yerine büyük ve görkemli yeni bir kilise yapılmıştır.

 

Üçüncü dönem 1866 – 1888 yıllarını kapsar. En önemli gelişme Manastır’ın 1866’da özerk yapıya kavuşmuş olmasıdır. Diğeri ise 1888’deki yangındır. Geventyantz Okulu ve konuk evi tamamen yanmıştır. Bunların haricinde 1892’de basımevi modern makinelerle donatılıp geliştirilmiştir.

Dördüncü ve son dönem Manastır’ın kapatılmasına kadar sürer. En önemli ve en büyük gelişme Armaş Ruhban Okulu’nun açılmasıdır. 1890’daki yangında tahrip olan ziyaretçi evi için Patrikhane’nin isteği üzerine Hükümet yeni bir bina inşa etmiştir. Yine aynı tarihte öğrenciler için bir okul binası ve önemli gelir getirecek böcekhane binası yapılmıştır. 1894’te büyük deprem olmuş ve Armaş Manastırı da büyük tahribata uğramıştır. Sonrasında Osmanlı Hükümeti zarar gören Armaş’a yardımda bulunmuştur. 1911’de kilisenin değerli malların korunması için özel bir bölüm yapılmış, 1914 yılında ise mutfak kısmı tekrardan yapılmıştır.

Değerli okurum, önümüzdeki hafta sizlere burada kurulan Ruhban Okulunu, bu kompleksin yöreye sosyo-ekonomik katkısını ve İzmit’te yaşayan Ermenilerin Osmanlı Devleti’nin özellikle son dönemindeki faaliyetlerinden bahsetmek istiyorum. Haftaya görüşmek dileğiyle…

Mehmet Bahadır Yazıcı

 

Bir Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu