TarihYazılar

FATİH İSTANBUL’U ALDIYSA TÜRKLER TURUVALIDIR

2. Mehmet Osmanlı Devleti’nin 7. Padişahıdır. Babası II.Murat annesi Hüma Hatundur. II. Mehmet’i bütün Dünyaya tanıtan Fatih olarak anılmasını sağlayan olay ise 1453 yılında İstanbul’u fethederek Bizans İmparatorluğuna son vermesidir.

 

İstanbul’un alınması Türk Tarihinde nasıl büyük bir sevinç ve gurur ile karşılanıp anlatıldıysa, Hristiyan alemi için aynı ölçüde utanç olarak görülmüştür. Öyle ki Papa II. Pius’un Fatih’e bir mektup göndererek onu vaftiz etmeye davet etmesi Fatih’e uzatılmış stratejik bir el olmakla birlikte aynı zaman da birbirine düşmüş ve asaletini yitirmiş Avrupalı prenslere ve feodal beylere yöneltilmiş keskin bir eleştiriydi. Avrupa’nın siyasi elitlerinden ümidini kesen Papa Fatih’i “Doğunun ve Batının İmparatoru olmak için Hristiyan olmaya” davet etti, fakat umduğu cevabı alamadı.

 

Fatih’in İstanbul’u fethi ardından beklenmedik bir tartışma daha başladı: Yoksa Türkler Truvalılar’ın soyundan mı geliyor. Monteigne buna Denemler adlı eserinde değinir. Dönemin tarihçileri ve siyaset adamları da bu konuya yakın alaka gösteriri.

 

Efsaneye göre; Truva’nın mitsel kurucusu ve Truva Kralı Priam’ın atası Teucer ya da Teukros aynı zaman da Türklere adını veren tarihi şahsiyettir. Bu isim benzerliğini de bu teoriyi yaymak için elverişli zemini hazırlamıştır.

 

Truva savaşı Batı’yı temsil eden Yunanlıların Doğu’yu ve Asya’yı temsil eden Truvalıları yendiği savaştır. Truvalılar kahramanca direnmiş komutan Hektor bir efsane haline gelmiş ama netice itibari ile savaşı kaybetmişlerdir. Truva’nın dillere destan ihtişamı ve zenginliği Yunan zaferinden sonra unutulup gitmiştir. Fatih’in İstanbul’u fethinden sonra Osmanlı Tarihini bu bağlama oturtmak mümkün hale gelir “ Truvalılar gibi Osmanlılarda bir gün mutlaka yenilecektir. Bu sadece zaman meselesidir”

 

Türkleri Truvalılara kadar geri götüren bu efsanevi tarih anlayışı sayesin de Osmanlı Devleti Avrupa Tarihinin bir parçası haline geldi. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethine atfen söylediği rivayet edilen “ İşte bugün Truva’nın intikamını aldık” sözü bu algıyı elbette güçlendirmiştir.

 

Bu yaklaşımı benimseyen Morio Fileflo 1470’lerde dört bin beyitlik bir şiir kaleme almış, Fatih Sultan Mehmet’i , Hannibal, Pirus, Kiros ve Makedonyalı Filip gibi büyük tarihi kahramanlar arasına yerleştirir ve Yunanlıların Truva’ya yaptığı zulmün intikamının nihayet alındığını söyler.

 

Truva kökleri teorisini kendi lehine kullanmaktan çekinmeyen Fatih, Papa V. Nikolas’a yazdığı rivayet edilen ve Avrupa’da anlatılan bir mektubunda Türklerin ve İtalyanların aynı kökten yani Truva’dan geldiğini söyler ve İtalyanların kendisine karşı düşmanlık yapmasına anlam veremediğini şöyle söyler: “Bizim amacımızda Truva’yı eski ihtişamına kavuşturmak ve Büyük Hektor’un intikamını almaktır.”

 

Bizanslı tarihçi İmrozlu Kritovulos’un aktardığına göre; Fatih 1462’de Midilli kuşatmasından önce Çanakkale sınırları içinde bulunan Truva’ya uğrar ve burada Avrupa’da yankı bulan bir konuşma yapar. Konuşmasında Truvalı kahramanları över ve Truva’nın yıkımından dolayı Yunanlıları, Selaniklileri, Makedonları ve Moralıları ağır bir dille eleştirir. Fatih Asya halkına zulmeden Yunanlıları kendi eli ile cezalandıracağına inanır.

 

Türklerin Truvalılar soyundan geldiğini düşünen Avrupalı tarihçiler ve sanatçılar bunu ispat için adeta Truvalıları Osmanlı penceresinden tekrar inşa ederler. İstanbul’un fethinden sonra Truvalılar ile ilgili yapılan resim ve minyatürlerde Truvalılar, Osmanlı kıyafeti içinde tasfir edilir. Osmanlı türbanı, kaftanı, kılıcı Truvalıları tarif eden unsurlar haline getirildi.

 

Bütün bu tezlere karşı Fatih’in İstanbul’u alıp Türk dünyasının başkenti haline getirmesinden sonra, Türklerin kökünün Truva’ya değil İskitlere dayandığı tezi de Avrupa’da öne sürülür. Savaşçı, zalim, talancı ve istilacı olarak anılan İskitler “ Barbar” Türklerin kökeni olmaya en layık millettir. Avrupa’da Türklerin soyunun İskitlere dayandırılmasının arka planında barbar, kabasaba, zalim, gayri medeni Türk imajını temellendirme çabası vardır.

 

Sonuç olarak ister Truva ister İskit olsun Türklerin soyları ile ilgili hiçbir kompleksleri olmamıştır. Truvalı dediler bekledikleri gün gelip istedikleri darbeyi indirmelerine fırsat vermedik. Bu sefer İskit dediler her ne kadar haksız suçlamalar da bulunup bizi Barbar olarak yansıtmaya çalışsalar da tüm güvenilir araştırmalarda girdiğimiz her savaşta kahramanca çarpıştığımızı ve düşmanı bile sırtından vurmadığımızı kanıtlamıştır.

 

O Fatih ki İznik’i alıp Türklere türlü eziyetler eden ve yurtlarını terk etmelerine sebep olan Haçlılar’ın aksine İstanbul’u aldıktan sonra çok dinli ve kültürlü bir devlet düzeni inşa etmeye çalışmış, Ermeni, Rum, Yahudi cemaatlerini yeni Başkentine davet etmiştir. İstanbul’da yaşayan halkı yerlerinden etmek yerine onlara dinlerini, dillerini, kültürlerini rahatça yaşatma imkanı sunmuştur.

 

Ben ardıma baktığım zaman tarihimle gurur duyuyorum ya siz….

Sevgiyle

Mehtap Akdeniz

 

 

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu