İlahiyatYazılar

Günümüzde Batınilik

Son zamanlarda ülkemizde en çok tartışılan meselelerden birisi de şüphesiz cemaatler ve tarikatlar.

FETÖ’nün ipliğinin pazara çıktığı günden beri durulmadı sular. Açıkçası durulmasın da.

Yazdığım son yazılar sebebi ile birçok arkadaşım ve okurum benim tasavvuf düşmanı olduğum yorumunu yapmışlar. Ancak yanılıyorlar. Benim derdim tasavvufla değil. Hatta sufiliğin salt ve amatör ruhunu her zaman savunmuş ve dinin özü olarak görmüşümdür. Ancak sistemleşen ve amacından sapan yapılara da bugün eyvallah etmek doğru değil.

Geçtiğimiz aylarda “Uyanış Selçuklu” adında bir dizi başladı TRT’de. İlk bölümden itibaren dikkatle takip ediyorum. Dizinin tarihi olarak değerlendirmesini yapmak elbette ki benim işim değil tarihçilerin işi. Lakin inanç konuları etrafında değerlendirmem gerekirse dizide şu an Batınilik ve Haşhaşilik çok güzel bir şekilde işleniyor.

Batınilik hareketi, ayetleri ve dini meseleleri tevil yöntemiyle kendilerine has bir şekilde yorumlayarak müritlerini etki altına alan ve o müritlere sorgusuz sualsiz her şeyi yaptırabilecek kadar etkisini hissettiren bir harekettir. Dinin görünen anlamının arkasında bir de görünmeyen gizli anlamının olduğunu iddia ederler. Bu yüzden Arapça ’da gizli olan Batın kelimesinden türemiştir Batınilik.

Hasan Sabbah Batıniliğin doğurduğu modellerden biridir sadece. Elbette ki en belirgin halidir. Bugün birçok tarihçi ve ilahiyatçı Hasan Sabbah’ın müritlerini etkileme yönetimin haşhaş olmadığını, Batıni düşünce ve etki olduğunu kabul etmektedirler.

Peki nasıl oluşuyor bu etki?

Şöyle ki öncelikle bir insanı Kur’an’ın ayetlerinin gizli anlamları olduğuna ve ancak o sırlara vakıf olmakla Allah’a erişilebileceğine inandırırsanız otomatik olarak o insanı bir arayışa yönlendirirsiniz.

Akabinde liderin o sırlara vakıf olduğunu ve cennete giriş biletinin lideri mutlu etmekten geçtiğini de kabul ettirdiniz mi tamamdır bu iş.

Dalga geçmiyorum. Batıni yapılanmalarının tamamı bu sistem üzerine kuruludur. Hasan Sabbah’da dünyayı kasıp kavuran etkisini bu şekilde oluşturmuştur. Tabi ki bu iki cümle kadar kolay olmadı. Binlerce kitap, düşünce ve kendi fikrinden adamlar da yetiştirdiler.

Şimdi soruyorum size, Batınilik hareketleri günümüzde size bir şeyler hatırlatıyor mu?

Mesela FETÖ’nün ipliği pazara çıkmaya başladığı zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan onlar için “HAŞHAŞİ” benzetmesinde bulunmuştu.

Evet çok yerinde bir benzetmeydi. Çünkü Fetö yapılanması sadece şekil, ev, hareket olarak değil düşünce ve fikir olarak da tam bir Batıni yapılanmasıydı.

İstedikleri yerlere yerleşebilmek için başörtüsüne füruat-teferruat diyebilmiş, kendilerini gizlemek için alkolü mubah saymış, devletin önemli kademelerine yerleşebilmek için dinin taabbudi hükümlerini bile esnetmiş ve müritlerini de etkisi altında bunlara inandırmıştır.

İşte tam bu eksende günümüzde Batınilik meselesi konuşmaya ve tartışmaya açılmalıydı. Ve Batınilik etkisi altında hareket eden FETÖ benzeri başka yapılar var mı diye irdelenmeliydi.

Mücadele FETÖ’nün isimleriyle, şahıslarıyla değil fikir ve zihin dünyası ile olmalıydı. Bugün Batınilik düşüncesi birçok tarikat ve cemaate ilham kaynağı olur halde. Birçok büyük küçük yapılanma bu dünyanın kafa yapısında.

Kendini Mehdi ilan edenler, Mehdi öncüsü ilan edenler, zuhurat aleminden haber aldığını söyleyenler. Elimi öpen cennete gidiyor diyenler. Vs…

Ve bu Batıni yapıların içerisinde sürüklenip giden garip Müslümanlar.

Bizim derdimiz tasavvufla değil Batınilik ile. Ve bugün bu fikir ile mücadele edilmezse önümüz yangın bilesiniz.

Çünkü bugün ülkemizde faaliyet gösteren birçok yapı Batıni düşüncenin etkisi altında. Her ne kadar kendileri bunun adını koyamasalar da…

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu