TarihToplumYazılar

Milli Bilincin Nesnelerde Tezahürü

 

 

Bizde ayakları yere basan bir milli bilincin oluşması 20. asrın başlarına tekâbül eder. Tabii o zamanlar ülkenin çeşitli yerlerinde kan gövdeyi götürdüğü için insanlar ne için kan döktüklerinin farkına varmış, “Toprak uğrunda ölen varsa vatandır.” moduna girmekte herhangi bir zorluk yaşamamıştır.

 

Gel zaman git zaman milli bilincimiz öyle bir ilerlemiştir ki her fırsatta, her gördüğümüz yere bunu nakşetme arzusu duymuş, eğer bunu yapmazsak bir yerlerde bir şeyleri eksik yaptığımız algısına kapılmışızdır. “Ben sizden daha milliyetçiyim, alayınızı milliyetçiliğimle tokatlarım.” mesajı vermek isteyen Gaziantepli baklava ustamızın Türk bayrağı şeklinde yaptığı baklava yurdum insanını otomatikman ayfonundan Mehter Marşı açmaya zorluyor ve aynı yurdumuzun aynı insanı, ortamda birinin çıkıp “hayırdır hemşerim biz Viyana viyadükü müyüz yüzümüze karşı hücum marşı çalıyorsun?” gibi bir soruyla mukavemet etmesi rizikosunu almaktan da geri durmuyor. Ayrıca Türk bayrağı şeklindeki baklavayı havuç dilim yapıp yiyen arkadaşlara buradan sesleniyorum, bu ülkeyi size yedirmeyiz.

 

Mehmet Marşı demişken arabanın arka camına yapıştırılan tuğrayı eklemeden geçemeyeceğim. Bizim tuğra ile imtihanımız büyük usta Cüneyt Arkın’ın “Fatih’in Fedaisi”ni oynadığı bir filminde surların birinden atlayıp diğer yakadaki Bizans askerlerini ekarte ettikten sonra elindeki fermanı gösterdiğinde başlamıştır. Zira Fatih’e ait olduğu söylenen mezkûr tuğra esasında yaklaşık 400 yıl sonra kullanılmıştır. Kim tarafından? II. Abdulhamit tarafından. Abdulhamit’de kim bilir hangi kararlarda kullandı bu tuğrayı. Neyse siyasi yazmayalım.

 

Biz kutsiyet addettiğimiz unsurları böyle vıcık vıcık yapmaya bayılırız. “Benim kutsalım değil mi kardeşim?” Sadece senin değil tabansız. Ülkende patlama mı oldu, şehit mi var? Yap ya profil fotoğrafını Türk bayrağı yap hemen. Bi kadını öldürmüşler. Lan profil fotoğrafı dolu ne yapacaksın? Kapak fotoğrafını siyah yap, hiç mi kafan çalışmıyor? Bunu da mı biz söyleyelim, hiç tepki vermeyi bilmiyorsunuz. Öğrenin şu işi artık, bu kadar tepkisiz kalmayın.

 

As bayrakları as as as… Hollywood’da Türkçe küfretmişler. Ulan ne güzel ya. Bedavaya milliyetçilik. Reklamını yapıyor adamlar, harika.

 

Biz sirkenin bedavasını sevdiğimiz gibi milliyetçiliğin de bedavasını severiz. “Capon yapmış.” He yapmış bak bakalım elin Japon’u nasıl yapmış. Milli benliğini suşiden Japon bayrağı yaparak mı korumuş. Onlar İkinci Cihan Harbi’nden çıktıktan sonra gece gündüz çalışmaya başladıklarında sen ülkende sağırı dilsizi tartışıyordun.

 

Velhasıl işin zor milliyetçi kardeşim. Çünkü baklava yapmayı da bilmiyorsun baklava yemeyi de. Balkona astığı bayrak ütüsüz olmasın diye özen gösteren adamlara o bayrağı niye hiç indirmemesi gerektiğini anlatman da zor, milliyetçiliği moda haline getirenlere yaptıklarının vatanseverlikle uzaktan yakından alakası olmadığını göstermek de…

 

Yıllar yıllar evvel açılmış bir döviz diyor ki: “Cehlin yıktığını, irfanla yapacağız.” Bu millet cahillikten bıktı da cahil kalmaktan ne zaman bıkar bilinmez.

 

Zülfikar Suncak

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu