GündemYazılar

Meslek Seçimi ve Kariyer Planlaması

Ne demiş Yunus Emre:

“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.

Sen kendini bilmezsin ya nice okumaktır.”

Kariyer planlamasında anahtar, meslek seçimiyle kişinin aslında kendi yaşam biçimini seçmesidir. Meslek seçimi bireyin ilgi alanını, yeteneğini ve en önemli etken olan kişilik yapısının önemli bir parçasını oluşturur. Yetenek belirli bir eğitimden yararlanabilme potansiyelidir.

Hangi alanda yeteneklerim var?

Ben kimim?

Ne istiyorum?

Neleri yaparak mutlu oluyorum?

İlk adım kendimizi tanımakla başlar. Karar alma sürecimizde ailemizdeki ve çevremizdeki etmenler ne derecede bizi etkiliyor? Bunları analiz etmek gerekir. Bu soruları düşünürken, dışsal faktörler devreye girer. Kendimizi tanıyıp hayatımıza yön verirken aldığımız kararları çevremize ikna edici şekilde tanıtıp, kabullendirme sürecimiz başlar. Önceki yazımda sınav kaygısından bahsettim, sınav bitti şimdi ne yapacağız?

Hedeflerimiz yapacağımız tercihlerde mevcut mu? Yoksa sınavdan alacağımız puana göre mi meslek belirleyeceğiz?

Sınava girmeden hedef noksanlığı, zaten bir sıfır yenilgiyi kabul etmiş olmaktır. Alacağın puana göre belirleyeceğin hedefler özünde seni yansıtmayan geçici hedefler olabilir. Hal böyle olunca aileni ve çevreni aldığın karara ikna etmek elbette zorlaşır. Kariyer planı için, kişinin kendini güçlü bulduğu yönlerini iyi bilmesi, geliştirilebileceği, güçlenebileceği, yönlerini iyi keşfetmesi gerekir. Gelecekle ilgili, mesleğinde potansiyel riskleri göz önünde bulundurup, hayal kırıklığı yaşamamalıdır. Örneğin: Siyasetçi olmak, lider olmak, bürokrasi sınıfında yer almak, belirli dönemlerde yükselip düşmelere sebep olabilir.

Meslek seçimlerimiz de, en güçlü yönlerimizi sıralayıp, güçsüz olduğumuz yönlerimizin sebepleri nelerdir bunları araştıralım. Bilhassa önemli olan nokta güçsüz yönlerimizin öğrenilmiş çaresizlik sonucunda mı yoksa gerçek sebeplerle mi ortaya çıktığıdır.

“Benim kızım doktor olacak.”, “Benim oğlum mühendis olacak.” cümleleri yerine ebeveynler, “Ne olmak istiyorsun?” gibi yapıcı sorular sorma yoluna gitmelidir. Çünkü kişilerin ailesi ve çevresi tarafında onaylanma ihtiyacı meslek seçiminde önemlidir.

Öğrenci sözel alanda başarıya sahip olarak sınava hazırlanır. Lakin ailesi sağlık alanından bir bölüm tercih etmesini ister veya öğrenci eşit ağırlık alanında sınava hazırlanmıştır, ailesi onun mühendislik bölümlerini tercih etmesini ister. Öğrenci veli ilişkisinde defalarca şahit olduğum bu gibi durumlarda kariyer ve gelecek planlarımız için kararımızın arkasında güçlü bir şekilde durup ailemizi ne derecede ikna ettiğimiz bu karar için önemli bir faktördür. Karar verme aşamasında, başarılarımızın altında yatan sebepleri bildiğimiz noktalarda daha net karar alma sürecimizi başlatabiliriz. Sahip olduğumuz yetenekleri ön plana almak istiyorsak; öncelikle kuytu köşe bıraktığımız düşünceler üzerine gitmeliyiz.

Duygusal bir yönüm mü var? İnsanların sorunlarını kendi sorununuz kadar önemsediğinizden emin olup, öğretmen, psikolog, sosyolog veya sosyal hizmetler alanından meslek seçiminde bulunabilirsin.

Soğukkanlılığınızı ani olaylar karşısında koruyabiliyor ve mantıklı yaklaşımlar sergileyebiliyorsan; doktor, dişçi, hemşire, nörolog, biyolog, kimyager, fizikçi, jeolog vb. alanlarda meslek seçiminde bulunabilirsin.

Analitik gözlemci bir yönüm mü var? Fikirlere bilime, matematiğe, olayların nedenlerine bulmaya ve bunları yaparken çeşitli araçlar kullanabiliyorsan ve kurgulayan tasarlayan yenilikçi bir yönün var ise; elektrik-elektronik mühendisliği, inşaat mühendisliği, makine mühendisliği, mimarlık, maden mühendisliği, gibi alanlara yönelebilirsin.

Bilgileri düzenli ve açık bir şekilde organize etmeye çalışan, insan ilişkilerinde sabırlı ve özverili yönlerin var ise; yöneticilik, iletişim, gazetecilik, radyo televizyon, halkla ilişkiler, sigorta, uluslararası ilişkiler vb. meslek dallarına yönelebilirsin.

Abraham Maslow’un deyimiyle; “Yazgıların en güzeli, bir insanın sahip olabileceği en büyük hazine, tutkuyla yaptığı bir iş için ona para ödeniyor olmasıdır.”

İş ve meslek seçimi kararları birbirleriyle karıştırılmamalıdır. “Mesleğimi nasıl icra edebilirim?” ya da “Ne kadar çok para kazanabilirim?” Bu kavramlar özelliklede günümüzün ekonomik şartlarıyla birbirlerinden ayrılır. Meslek bir kimsenin hayatını verdiği ve hayatını kazanmak için yaptığı, kuralları toplumca belirlenmiş bir eğitimle sistemleşen bütündür. İş ise, belirli bir iş yerinde, belirli bir ücret karşılığında sürdürülen etkinliktir. Bir insanın kariyer planlamasında bazen tutkulu bir mesleği olur, ama işi olmayabilir.

Meslek seçimine karar verirken geçici olabilecek ilgilere, hedeflere yönelmek yerine daha kalıcı hedeflere yönelmelisiniz. Meslek hayallerimizin soyutluk halini somutlaştırma adımları atalım: Hedeflerimizi renklendirelim. Örneğin üç hedefimiz var bu hedefleri kırmızı, yeşil ve beyaz renkler olarak sıralayalım.

En uç hedefimiz “kırmızı” renkte olsun. Ulaşılması için gücümüzü son noktaya kadar sarf etmemiz gereken, en yüksek meslek hedefimiz olsun. İkinci hedefimiz “yeşil” renkte uzun zamanımızı, uzun yıllarımızı verebileceğimiz yapmakta mutlu ve huzurlu olabileceğimiz ikinci meslek hedefimiz olsun. Üçüncü hedefimiz ise; hayal kırıklılığına uğramamak, fazla mükemmeliyet kaygısına düşmemek adına kendimize “beyaz” bir sayfa açabileceğimiz meslek hedefimiz olsun.

Belirlediğimiz meslek gruplarıyla hayatımızı kısa bir süre deneme yanılma yöntemlerimizle hem eğlenceli hem de renkli bir hale getirelim. Bir dönem veya bir hafta sizin belirlediğiniz bir zaman ölçütünde ilk hedefimiz olan “kırmızı hedefimizi” mimarlık olarak varsayalım; o zaman diliminde mimar edasına bürünüp, mimarlığın ilgi alanlarını keşfedip, üniversitede aldığı derslerden tutun, çalışma ofislerine kadar mimarlığı içselleştirebilirsiniz. Diğer hedeflerinizi de bu şekilde hayatınız içinde rol verebilirsiniz.

Bireyin hayatta mutlu olması, kendi özelliklerine uygun doyum sağlayıcı meslek grubunu seçmesi kariyer planlaması için en önemli faktördür.

Hangi renge büründüğümüz zaman daha mutlu, daha kararlı hissettiniz?

Çalışma ortamı, çalışma koşulları size ne derece uygun?

Doğru ve isabetli olan hedef renginiz hangisi?

Bu soruların cevabı sizde!

Yazar : Ayşe Yazıcı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu