Bilim-TeknolojiYazılar

Ağzımızdan Çıkanı Kulağımız Duyuyor mu?

 

Sizlere çocukken çok dikkatimi çeken ve neredeyse fizikçi olmama sebep olmuş konulardan birinden bahsetmek istiyorum. Çocukluğumda kullanabileceğimiz teknolojik cihazlar sınırlıydı. Henüz cep telefonları yeni yeni kullanılmaya başlanmıştı. Evlerimize, eğer şartlarımız iyiyse video kameralar girmeye başlamıştı. Benim merakım da komşumuzun bu video kayıt cihazıyla ortaya çıktı. Çektiği videoda duyduğum ses sanki bana ait değildi ve benim de bu durumu keşfetmem gerekiyordu. O zamanın sınırlı koşulları ile bazı bilgiler edinmiştim tabi…

Günümüzde ise teknolojinin gelişmesiyle birlikte cep telefonlarımızda kullandığımız uygulamalar aracılığıyla dahi çevremize ses kayıtları gönderebilir hale geldik. Bu durum birçoğumuzu aynı soruya hatta aynı soruna götürmüştür mutlaka. Bu ses benim mi?

Bu olayı açıklamak için önce sesin nasıl iletildiğinden ve nasıl duyduğumuzdan bahsetmek yerinde olacaktır. Sesin iletilebilmesi için mutlaka maddesel ortam gerekir. Yani katı, sıvı veya gaz formlarda ortama ihtiyaç duyar. Boşlukta iletilemez (örneğin uzayda maddesel ortam bulunmadığı için ses iletilmez). Katı, sıvı veya gaz formlarda iletimi ise atomların titreşip enerjiyi birbirine aktarmasıyla gerçekleşir.

Gelelim ağzımızdan çıkan ile kulağımızın duyduğu sese. Vücudumuzun işitme ve denge duyusundan sorumlu olan kulaklarımız her konuştuğumuzda hava yolu ile iletilen ses titreşimlerini yakalar ve beynimize iletimini sağlar. Bu sesin ne kadar iyi yakalandığı ve ne kadar iyi iletildiği kulaklarımızın ne kadar sağlıklı çalıştığına bağlıdır.

Özetle sesleri kulağımızın algıladığı titreşimler aracılığı ile duyarız. Ancak kendi ses tellerimizden gelen sesi yani konuşma sesimizi duyarken durum biraz değişir, hem içeriden (ses tellerimizdeki titreşimin kafamızın içinden beyine iletilmesi) hem de dışarıdan (kulaklarımız) duyarız.

Dışarıdan duyduğumuz ses diğer dış kaynaklı sesler gibi kulağımıza ulaşır ve kulak içerisindeki kokleada bulunan tüy hücreleri tarafından algılanır. Bu ses başkalarının da duyduğu ses tonumuzdur. Bunula birlikte ses dalgalarını oluşturan ses telleri titreştiğinde bu titreşimler boynumuzdaki ve başımızdaki kemikler tarafından da iletilir. Böylece kendi sesimizi iki farklı yoldan ulaşan ses dalgalarının birleşimi şeklinde duyarız. İki ses tonunun farklı olması ise ses dalgaları arasındaki frekans farkından kaynaklanır.

Bu durumu deneyimlemek isterseniz, kulaklarınızı ellerinizle tıkayarak konuşmaya başlayın. Bu şekilde sadece vücut yapınızdan gelen titreşimleri duymuş olursunuz. Sesinizin daha derinden geldiğini göreceksiniz.

Kendi ses kaydımızı dinlerken rahatsız olmamızın hatta yadırgamamızın sebebi de budur. Aslında ses kayıt cihazlarında duyduğunuz ses, çevrenizdekiler tarafından duyulan ses ile aynıdır. Elektronik cihazlar da insanlar gibi ses dalgalarını direkt olarak algılar.

Eğer ses kaydınızı dinlediğinizde duyduğunuz ses ile konuşma sesiniz arasında bir fark yoksa burada bir problem var demektir. Mutlaka bir uzmana görünmenizi tavsiye ederim…

Banu Kevser AKÇAY

Bir Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu