ToplumYazılar

Filozofya, Entelijansiya Ve Manifoldlar

 

 

Evvel zaman içinde Dalez nâm bir mesnetsizin meydâne çıkardığı bu felsefe denen zıkkım hayatımıza girdiğinden beri rahat uyku uyuyamaz olduk. Nerede sorulmayacak şey varsa sorup eli âlemi rahatından etmesi dışında af edersiniz milletin çoluğunu çocuğunu dinden imandan ediyor.

 

Hafazanallah…

 

Şimdi benim arkadaş çevrem çocukluğundan bugüne Minik Dualar fanı olduğu için bizim arkadaşlar hangi soruyu sorarsa sorsun gece yatmadan evvel ezberini bi tazeler öyle yatar. Hal böyle olunca bizimkiler din diyanet konusunda kâimdir diyebiliriz.

 

Kendine filozof diyen bu tabansızların sorduğu soruların dışında verdiği cevaplar da bi acayip. Neçe adlı pos bıyıklı tahminimce altı ayda bir yıkanan bir haramzadenin âlemde hiçbir şeyin olmadığını düşünmesi samimi olmak gerekirse beni bi düşündürdü çünkü memlekette harbiden var olup da hiç olmamış hatta olmayacakmış izlenimi de veren bir sürü adam var. Bu adamlar şimdi var mıdır yok mudur bilmiyorum ama kendilerine tavsiyem önce bi Hamdi Bey’le görüşsünler, Hamal Hamdi Bey’le.

 

İşin doğrusu bu filozofik işler eskiden fakirlerin oynayıp zenginlerin izlediği futbol gibi fakir adamın soru sormasıyla başlamış sonra şimdiki zamanın hikayesine göre zenginlerin oynayıp fakirlerin izlediği futbol gibi zengin ve üst segment insanların uğraştığı bir alan oluvermiş. Memlekette fakir adamın entel olamayacağı kanaatinin gittikçe belirginleşmesi üzerine boş zamanlarını tenis dersleri alarak dolduran aşırı yoğun arkadaşların evreni kurtarma çalışmalarına kısa bir ara vermek amacıyla alakadar olduğu bir etkinlik alanı halini alan filozofyada bugün sorulan soruların mahiyeti değişmiş dolayısıyla verilen cevaplar da aynı nispette değişmiştir.

 

Zamanın birinde yani bu zaman nerden baksanız epey bi geçmiş zaman, o zamanlar henüz kaleciye geri pas vermek yasak değil. O zamanlarda yaşayan ve bir çadırda kendi beyliğini kuran Manifoldoğullarından Birinci Mani’ye ait olduğu iddia edilen bir sözde der ki: “Aç adam önce karnını doyursun soru sorma işlerini sessizce bi kenara bıraksın. Düşünmek onun neyine. Hele sanat sepet işleri… Aman ağam hak getire, sakın ha zinhar günahtır.” Tabii göklerden kut aldığına inanılan bu adamın söyledikleri yenilir yutulur şeyler olmadığı için proleter kesim hemen bu adamın adıyla ilgili yersiz ve sulu zırtlak şakalar yapmaya başlamış, ağza alınmayacak şekillerle kendisini resmetmiş hatta arabaların emmesi ve üflemesiyle alakalı aletlere ismini vererek adamcağızı torunlarının gözü önünde, tarih sayfalarında rezil kepaze etmiştir.

 

Proleter adam kızgındır, çoğu zaman neye kızdığını bilmez. Psikolojisi bozuk olabilir bundan daha normal ne var. Aynı proleter adam psikolojik tanısını yine kendi koyar. Para yoktur. Para olsa psikolojisi düzelecek. Parayla saadet olmaz sözüne bu denli tepkili olmasının sebeplerinden biri de bahsi geçen mevzuyu daha önce test etmemiş olmasıdır, bi 250 lira onun işini çözer. Nasıl mı? Nasıl “nasıl?”

 

Bak yine soru…

 

Velhasıl cevabını bildiğiniz soruları sormaktan vazgeçip cevap aramaya cesaret gerektiren sorular sorun. Ha bi de yapabileceğiniz şeyleri Tanrı’dan istemeyin.

Hadi selametle.

 

Zülfikar Suncak

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu