Bilim-TeknolojiYazılar

KAR YAĞIŞININ BİR HALİ: DEK ETKİSİ

“Deniz Etkili Kar” yağışı (Sea Effect Snow) yani kısaca; ‘DEK’. Son zamanlarda meteoroloji haberlerinde ya da hava tahminleri ile ilgili paylaşım yapan sosyal medya hesaplarından kulağınıza çalınmış, gözlerinize dokunmuş olabilir. Ben de duyduğum bu olayı merak edip biraz araştırdım. Edindiğim bilgileri anlaşılır ve öz şekilde sizlere aktarmaya çalışacağım. Peki nedir bu DEK? Birazdan açıklıyorum ama önce “Yağış neymiş? Nasıl oluşurmuş?” kısaca onları anlamaya çalışalım. Malum kış aylarının ortalarındayız ve dünyamızın Kuzey Yarım Küre’si kış mevsimini yaşamakta. Türkiye’de bilindiği üzere Kuzey Yarım Küre’de bulunmaktadır. Bu yüzden kış mevsiminin çeşitli karakteristik özellikleri ülkemizin hemen hemen her kesiminde farklı yağış tipleri ile kendisini göstermektedir. Şu sıralar kar yağışının ülkemizin büyük bir kesiminde hakimiyet sürdüğünü görmekteyiz. Tam da eskilerin “karakış” dedikleri zamanlardayız işte. Bir diğer söylemiyle “zemheri” (22 Aralık-30 Ocak) dönemindeyiz.  Eskilerin bir bildiği var, boşuna konuşmamışlar. Belki meteorolojik hava tahmin raporları, teknolojik ölçüm cihazları, dijital veri kayıtları yoktu ama tecrübelerini kayıt altına aldıkları ve günümüze kadar ulaşmasını sağladıkları aşikâr.

Yağış dediğimiz zaman ilk aklımıza gelenler; yağmur, dolu, kar olmaktadır. Bu yağışların farklı bölgelerde farklı hava etkilerinin birleşmesiyle, kırağı, çisenti, sulusepken, konveksiyonel yağış gibi farklı isimlendirilmiş olanlarının da bulunduğunu bilmekteyiz. Tüm yağış tiplerinde temel olan bir şey vardır. Bu da bizim yıllardır okullarımızda öğrendiğimiz gibi suyun buharlaşması ve gökyüzünde bulut denilen su buharı kütlelerine dönüşmesidir. Zaten yağış da bu yoğun su kütlesi kümelerinden yani bulutlardan yeryüzüne doğru olmaktadır. Aslında buna basitçe suyun döngüsü diyebiliriz. Deniz, göl, akarsu vb. su kaynaklarının direkt buharlaşmasının yanı sıra bitki, ağaç ve hayvan kaynaklı aracıların da bu döngü sistemine büyük katkıları olmaktadır. Peki yağış dediğimiz olay nasıl oluşur? Yeryüzünde sıcak hava ile buharlaşan kütle düşük yoğunluğa sahiptir ve bu yüzden gökyüzüne yükselme eğilimindedir. Tabi hep sıcak hava diyoruz. Peki bunun belli bir sıcaklığı var mı? Hayır yok; buharlaşma her sıcaklıkta meydana gelebilmektedir. Sadece o bölgede atmosfer altındaki mevcut hava kütlesine göre daha sıcak olan hava kütlesi desek daha doğru olur. Soğuk hava kütlesi daha yoğundur bu yüzden deniz seviyelerine inme isteği vardır ve bu şekilde hareket eder. Örneğin bir yaz günü 30°C olan yer sıcaklığı, biraz yükseklerdeki var olan 20°C’ye göre daha sıcaktır ve bu iki hava kütlesi yer değiştirme eğilimindedir. Yine aynı şekilde 20°C olan yer sıcaklığı ile buharlaşan su kütlesi biraz yukarılardaki 15°C’lik hava kütlesi ile yer değiştirir. Görüleceği üzere burada göreceli hava sıcaklıkları mevcuttur. Sıcak denilebilmesi için mevcut şartları bilmek gerekir. Tabi üst katmanlara çıktıkça bu soğuma daha da artmaktadır. Bölgenin durumuna ve mevsime göre eksi dereceler görülmektedir ki bu da yağışın tipini belirleyen en temel unsurlardan biridir. Özellikle kar yağışının olduğu zamanlarda yağış olayının gerçekleşmeye başladığı katmanlar -30°C, -40°C … ve daha eksilere düşebilmektedir. Sıcak hava ile buharlaşan su buharı kütlesi (daha önce sıcaklık farkından bahsedip neye göre denildiğini açıklamıştık) gökyüzünde bulutluk serüvenine başlamaktadır. Bu bulutlar soğuk hava akımının olduğu bir bölgeye geldiğinde “yoğuşma” dediğimiz hal değişimi meydana gelmektedir. Bu değişim ile yoğunlaşan su buharı sıvı hale geçerek yağmura dönüşmektedir. Soğuk hava katmanının eksi derecelerde olması ile su buharı kristalleşmeye (donmaya) başlamakta ve yeryüzüne “kar” şeklinde düşmektedir. Hem yerin hem de atmosfer kısmının çok soğuk olduğu kış mevsimlerinde yağan kar tanecikleri erimeden yere kadar ulaşmış olurlar. Yerin kuru ve soğuk olma süreci ile birlikte de kar izlemesi güzel ve keyifli bir tablo sunar bizlere. Buraya kadar kısa ve basitçe açıklamaya çalıştığım yağış olaylarıyla ilgili daha detaylı bilgilere internet kaynaklarından ulaşabilirsiniz.

Şimdi gelelim konunun başında merak uyandırdığımız “Deniz Etkili Kar” yağışına. Son günlerde kışın çetinleşmesiyle birlikte özellikle Marmara bölgesinde yaşayanların duyduğu bölgesel bir meteorolojik haber diyebiliriz. Çünkü işin içinde deniz var. Deniz olmadan olmaz mı diye sorduğunuzu duyar gibiyim; evet olur. Denizin yanı sıra okyanus ve büyük göl gibi su kütlelerinin olması da bu etkinin oluşmasına zemin oluşturmaktadır. Ülkemizde özellikte Marmara ve Karadeniz kıyısında bulunan şehirlerde bu olay gerçekleşmektedir. Neden Ege ve Akdeniz deniz değil mi? Elbet onlar da deniz ama bu bölgeler kışı sert geçmeyen daha ılıman kesimlerdir. Bu bölgelerin kıyı kesimlerinde yağış şekli genellikle yağmur şeklinde olur. DEK yapacak ani dalgalanmalar olmaz.  Denizden ya da göl (Göl kenarlarında olanı da bulunmaktadır. Göl Etkili Kar-Lake Effect Snow) üzerinden geçen soğuk rüzgarlar daha ılıman olan su kütlesinin buharlaşmasıyla birlikte nem kazanır. Nem kazanarak yükselen ve soğuyan hava kütlesi yoğunlaşır ve yükünü kar olarak kıyı bölgelerine bırakmaya başlar. Tabi bunun oluşabilmesi için rüzgârın yönü, kuvveti, yükseklik ve sıcaklık farkı gibi doğal şartların da sağlanması gerekmektedir. Mesela deniz (göl, okyanus) sıcaklığı ile soğuk hava akımının sıcaklığı arasında en az 13°C bir fark olması gerekmektedir. Yoğunlaşan hava kütlesi 1500 m’lik yükselmelerden sonra yağış bırakır. Burada daha çok bölgesel bir durum söz konusudur. Geniş çaplı bulut kümelerinin farklı coğrafyalardan gelerek yağış bırakmasıyla bir değildir. Fakat işin özündeki fizik kuralları tüm yağışlarda aynıdır.

Bu günlerde ülkemizin yoğun kar yağışı etkisi altına girdiğini görmekteyiz. Bulunduğunuz şehir ve ilçelerden kar manzaralı fotoğraflarınızı tarafımıza göndermenizi bekliyoruz. Çektiğiniz görüntüleri sosyal medya hesaplarından bizlere ulaşabilirsiniz. Sizlere keyifli, sağlıklı ve huzur dolu günler diliyorum…

 

Caner AZKESKİN

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu