Orijinal adı “Fruitvale Station” olan, Türkçeye ise “Son Durak” olarak çevrilmiş olan film sadece “zenci” olduğu için ve ortada bir problem varsa “garanti o yapmıştır” düşüncesi ile polis tarafından yere yatırılarak etkisiz hale getirilen bir adamın hikayesi. Senaryo tanıdık geldi değil mi? Gelmedi mi? Son 3 gündür Amerika, Mineapolis polisinin zenci bir vatandaşı sadece zenci olduğu için yere yatırıp boğarak öldürmesi sonucu tepki gösteren insanların kontrolsüz hareketleri ve nefretlerine maruz kalmakta. Aslında pek de haksız sayılmazlar.
Size burada yaklaşık 45-50 adet aynı düşünceye ve benzer senaryoya sahip, ırkçılık karşıtı film yazabilirim. Malcolm X, American History X, Yeşil Yol vb. Ama bunun yerine size iki hikayeden, iki senaryodan bahsetmek istiyorum. İki hikayenin oyuncuları, konusu, figüranları benzer. Sadece tarihleri, failleri, maktülleri farklı.
Tarih 31 Aralık 2007. 22 yaşındaki aile babası ve düzgün bir hayat sürmeye çalışan “zenci” karakterimiz tramvayda kavga eder ve yere yatırılarak “etkisiz” hale getirilir. Nasıl oluyorsa kahramanımızı yere yatıran polis memuru şok cihazı yerine silahını çekmiş ve elektrik vermek isterken mermi vermiştir. Hem de ensesine. Kahramanımız tabiki de olay yerinde can verir. Olayın youtube videolarında çok net görüntülerini görebilirsiniz. Tabi orada net göreceğiniz başka bir durum daha var. Olayı adeta bir film sahnesi gibi seyredenlerden, kamerasına çeken kalabalık. Tekbir engelleme de bulunmuyor. Galiba bu da tanıdık geldi değil mi? Gözleri önünde annesinin boğazına saplanan bıçağı ve sonrasında kan kaybını engellemek yerine telefona kayıt yapan dönerci dükkanı önündeki kalabalığı hatırladınız mı?
Tarih 25 Mayıs 2020. Ailesinin geçimini bir restoranda güvenlik görevlisi olarak çalışarak sağlayan bir aile babası olan George Floyd. Olay çıkartabilir tehlike addettiği gerekçesiyle yere yatırıldığı sırada boynuna fazla baskı uygulanması sebebi ile öldü. Yukardaki hikayeye ne kadar da benziyor değil mi? Hem de etraftaki telefona kaydeden figüranlar bile var bu hikayede, diğer hikayeler gibi.
Biz bu faşizmi gördük. Senelerdir yaşamaktayız. Faşizm denince aklınıza etnik ayrımcılık gelmesi normal. Tabi ki siz de ayırımcılık yapıyorsunuz demektir bu. Yeri geldiğinde yaptıklarının arkasında bahar güvercini taklidi yapan insanlar, biz yapınca faşizm arkasına sığınmakta.
Biz bu faşizmi gördük.1995’te Bosna’da İslam karşıtlığı olarak çıktı karşımıza.
Biz bu faşizmi gördük. Amerika’nın, Fransa’nın, İngiltere’nin başına gelen her liderden.
Bazen ülkemizde gerçekleşen insanlık dışı olaylar sonucunda faillere gerekli cezanın verilmediğini düşünüyoruz ama dünya üzerindeki önemli, faşizanlık sonucu ortaya çıkan vahşet karşısında da faillerin hak ettiği cezayı almadıklarını görüyoruz. Nasıl olur, nasıl edilir tartışılır ama insanlığımızı tekrardan sorgulamazsak daha çok karşılaşırız bu tarz olaylarla.
İyi Seyirler…
Emir ERDİN