ToplumYazılar

ARZ TALEP DENGESİ DÜZLEMİNDE SOSYOLOJİK ÇIKARIMLAR

 

Sosyoloji biliminin Cennet Mahallesi karakterine döndüğü güzide ülkemizde “her şey zıttıyla kâimdir” düşüncesi uzunca bir süredir hüküm sürdüğü için arz talep dengesizliğinin dik âlâsı yaşanıyor. hatta milletimizin okumuş yazmış kesiminin de endişesini celb eden bu duruma devlet büyüklerimizin bir an evvel el atması ve mümkünse ellenmedik yerini bırakmaması benim gibi pek okumayla yazmayla işi olmayan cahil cubara tayfanın bile önemli bir talebi halini almıştır dersem yanlış bir şey söylemiş olmam.

Anadolu’da yaygınlaşmış, hemen hemen kahve taifesinden herkesin en az bir kere kurduğu bir cümle vardır: “Bir kızı bin kişi ister bir kişi alır.” Baba bu nasıl bi arz nasıl bi talep. Bu kızın kim olduğundan daha çok o kızı alan bir kişinin kim olduğu ya da kız babasının o bir kişide ne gördüğü önemli. Neyse sansür yemeyelim diyeceğim ama bence devletimizin önceliği bu arz talep dengesizliğine çözüm getirmek olmalıdır. Devlet büyüklerimize sesleniyorum, küçük esnafı bitirmeyin, bin kişi ne demek ya bin!

Arz talep dengesinin ateşini ölçen bir başka girişim de küçük ve orta ölçekli şehirlerden gelip İstanbul’da “hemşehri hemşehriyi gurbette bağrına basarmış” düşüncesini hayata geçirmek adına nüfusa kayıtlı olduğu ilçe, belde, kasaba, kaza ya da köyün adını verdiği bir işletme kurmaktır. Bu işletme çay ocağı olabilir, dönerci olabilir efendime söyleyeyim nalbur bile olabilir. Kaptırabildiğine yani. Her neyse, geçenlerde yol kenarında gördüğüm Alvarlı Dönerci tabelası beni büyük bir şaşkınlığa gark etmiş ne yalan söyleyeyim kafamda bazı soru işaretleri de uyandırmıştı. Abi Allah aşkına Alvar neresi, sen kimsin?

Belli ki abimiz ticaretin inceliklerine hakim olduğu için bir gece bunaltıcı düşlerinden uyandığında kendini devcileyin kızgın bir döner halinde halinde değil de “ulan Alvar’da Alvarlı Dönerci diye bi yer açsak bi numarası yok burada zaten herkes Alvarlı, göç edip İstanbul’daki Alvarlı hemşehrilerimi bulup bu eşsiz lezzetle onları da buluşturayım sonra şirket ismini değiştirip Meşhur Alvarlı Dönerci yaparız kendiliğinden meşhur olmuş oluruz.” demiş olabilir.

<Çabuk Alvarlılardan özür dile.>

Yok yok hayır yanlış anladınız, reklam almadım.

Ünlü sosyologlarımızdan Amil Dörkaym’ın da dediği gibi –ki kendisi köylüm olur-
“Yüreğinden yaralı, bizim hikayemiz
Kaderimden kalanı, silsem de gitmiyor
İki sohbet aralı, bütün mesafemiz
Geldim anlamıyor”

Evet doğru anladınız, bin kişinin isteyip bir kişinin aldığı kızın taliplilerinden biri de o. Ah be, takılma Amil amca sana kız mı yok, düşürme bıyıklarını, toparlan bırakma kendini.

Bu arada unutmadan Alvar Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı köydür. Gerçi son kararlardan sonra mahalle olmuş olabilir o kadarını bilmiyorum. Onu da siz öğrenin.
Her neyse bu haftalık kotamı doldurdum, kendinize iyi bakın, kimseye karışmayın.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu