Bilim-TeknolojiYazılar

Gökyüzündeki Elektrik: Yıldırım ve Şimşek

 

Yeryüzünde yaşamın devamlılığı için çok önemli yere sahip olan yağmur, beraberinde yıldırım, şimşek ve gök gürültüsü de getirir. Şahit olduğumuz bu olay bazen hayranlık uyandırırken, bazen de korkuya kapılmamıza sebep olur. Bu korku astrafobi olarak adlandırılır.

Aslında bu gök olayları bir çeşit statik elektriklenme ile meydana gelir. Kısaca örneklendirecek olursak yün bir kazak giydiğiniz gün dokunduğunuz metal eşyaların sizi çarptığını hatta kazağınızı çıkarırken çıtırtıların geldiğini duyarsınız. Bu durum kazağınızın sürtünmeden dolayı statik elektrikle yüklendiği ve yükünü boşalttığı anlamına gelir. Yıldırım ve şimşek için de aynı durum söz konusudur.

Bulutları oluşturan su molekülleri atmosferde dolaşırken diğer hava molekülleri ile sürtünmesi sonucunda bulutta yüksek miktarda negatif veya pozitif yük birikir bu birikim ortamda statik bir elektriklenme oluşturur. Bu elektriklenme yıldırım ve şimşek olarak iki şekilde açığa çıkar.

Yıldırım ve şimşek çoğu zaman birbiri ile karıştırılan iki kavramdır. Şimşek dediğimiz olay iki bulut arasında oluşan elektrik boşalırken kırık çizgi biçiminde meydana gelen geçici ışıktır. Şimşek oluşması için bahsettiğimiz elektrik yükünün hava direncini kırabilecek düzeyde olması gerekmektedir. Kar ve kum fırtınalarında ve hatta volkanlardan çıkan gaz ve toz bulutlarında da şimşeklere rastlanır.

Yıldırım ise şimşek ve gök gürültüsünden oluşan bulut ve yeryüzü arasında oluşan elektik boşalması olarak tanımlanır.

Yıldırım ve şimşek çakarken oluşan gök gürültüleri ise şimşek hattı boyunca havanın aniden ısınması ve hava basıncının artması nedeniyle oluşur. Ani ısı değişimi esnasında meydana gelen sonik ses dalgaları, şimşek hattının karmaşık geometrisi, atmosferin özellikleri, yerel arazi şekilleri ve yansımalara göre değişkenlik gösteren patlama seslerine neden olur. Işık hızı, ses hızından kat kat daha fazla olduğu için yıldırım düştüğünde önce ışığı görür ardından gök gürültüsünü duyarız.

Günümüzde yıldırım tarafından çarpılma olasılığı 600.000′de 1 olarak tahmin edilmektedir. Yıldırım çarpmasından ölme riski, maruz kalan her insan için 28.500′de 1’dir. Yaşanılan kazalarda ölümcül sonuçların olmadığı olaylar da mevcuttur. Yedi kez yıldırım çarpmasına rağmen kalıcı hasarlarla birlikte yaşamını sürdüren kişilerden, görme ve işitme kaybı olan birinin bayılıp kendine geldiğinde konuşmaya ve görmeye başladığı durumlarda yaşanmıştır.

Yıldırım çarpmasına karşı nasıl önlem alınmalıdır?

En sık görülen olaylardan biri açıklarda bulunan denizcilerdir. Eğer denize açılmış balık tutuyorsanız saçlarınızda, bıyıklarınızda veya kollarınızdaki kıllarda bir hareketlilik söz konusuysa hemen motorunuzu çalıştırıp kıyıya doğru yönelmelisiniz. Birkaç dakika sonra eski konumunuza baktığınızda yıldırım düştüğünü göreceksiniz.

Eğer açık alanda piknik yapıyor veya dolaşıyorken yakınlarda bir yere yıldırım düştüyse öncelikle grup halinde durmamaya özen göstermelisiniz. Yakınlarda bir bina varsa girmeli yok ise civardaki en alçak bölgeye gidip ayaklarınız yere basacak şekilde mümkün olduğunca küçülerek çömelmelisiniz.

Yaşadığınız yüksek bina ve yapılarda (minare gibi) paratoner (yıldırımsavar) denen metal kondüktörler kullanıldığına dikkat etmelisiniz. Paratonerler yıldırımın mümkün olan en düşük hasarla yeryüzüne transfer edilmesine yardımcı olurlar.

Yıldırım riski olan havalarda ağaç, bayrak ve telefon direkleri gibi yüksek objelerden uzak durmalı, evlerinizdeki elektrikli eşyaları fişlerinden çekip mümkün olduğunca kullanmamalısınız.

Halk arasında, lastik tabanlı ayakkabıların veya otomobil lastiklerinin yıldırımdan koruyacağına inanılsa da hiçbir faydası yoktur. Fakat otomobil ve uçak gibi metal yapılarda Faraday Kafesi denilen bir ilke sebebiyle eğer vücudunuz metal yüzeye temas etmiyorsa yıldırımdan korunabilirsiniz. Yani uçak ve otomobiller güvenli alanlardır.

Banu Kevser AKÇAY

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu